Haftaya Dair Hukuki Gelişmeler

 

 

  1. Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı Yayımlanmıştır

Bilindiği üzere, bankalarca T.C. Kimlik Kartına sahip olan gerçek kişi ve gerçek kişi tacirlerin uzaktan müşteri edinimine ilişkin olarak hazırlanan "Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik" 1/5/2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.  

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından bu defa, tüzel kişilerin uzaktan müşteri edinimi yoluyla müşteri olabilmesini ve dijital bankaların da tüzel kişi müşteri edinimini sağlamak amacıylaBankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı” (“Yönetmelik Taslağı”) yayımlanmıştır.

Yönetmelik taslağı uyarınca;

  • Yönetmeliğin 3. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya (k), (l), (m), (n) bentleri eklenmiştir. Buna göre: Uzaktan kimlik tespiti yapılacak gerçek kişiyi, gerçek kişi taciri ifadesine “veya tüzel kişinin temsilcisini ya da temsilcilerini” ifadesi eklenmiş ayrıca ilgili maddeye “Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS”),  “Sicil Gazetesi”, “Ticaret Sicili Yönetmeliği”, “Tüzel kişi” tanımları eklenmiştir.
  • Aynı Yönetmeliğin 4. maddesine sekizinci fıkrasından sonra gelmek üzere “(9) Uzaktan kimlik tespiti süreci, 18/6/2016 tarihli ve 29746 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bankacılık Hizmetlerinin Erişilebilirliğine Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesine uygun şekilde tasarlanır. Bu Yönetmelikte yer verilen kontroller, engelli kişilerin engel durumuna göre tesis edilir” fıkrası eklenmiştir.
  • Yönetmeliğin 6. maddesinin birinci fıkrası şu şekilde değiştirilmiştir: “(1) Uzaktan kimlik tespiti sürecinde görüntülü görüşme başlamadan önce kişinin başvurusu uzaktan kimlik tespiti sürecinin işletildiği banka uygulaması üzerinden elektronik ortamda doldurulan bir form ile alınır, alınan veriler kullanılarak kişi ve tüzel kişi hakkında risk değerlendirmesi gerçekleştirilir. Risk değerlendirmesi sonucunda gerekiyorsa görüntülü görüşme başlatılmadan süreç sonlandırılır.”
  • Yönetmeliğin 7. maddesinin üçüncü fıkrası ise şu şekilde değiştirilmiştir: “(3) Kimlik belgesinin doğrulanması, yakın alan iletişimi kullanılarak ikinci fıkrada geçen yöntemle veya kimlik belgesinin sahip olduğu birinci fıkrada ifade edilen görsel güvenlik unsurlarından en az dört adedinin şekil ve içerik bakımından kontrolü ile sağlanır. Sadece görsel güvenlik unsurlarının doğrulanması hallerinde banka ilave olarak kişi ile sürekli iş ilişkisi tesisi öncesinde ilk finansal hareketin, müşterinin tanınmasına ilişkin esasların uygulandığı bir başka bankadaki gerçek kişi, gerçek kişi tacir ve tüzel kişinin kendi hesabından yapılmasını zorunlu tutar.
  • Yönetmeliğin 8. maddesinin beşinci fıkrası ise şu şekilde değiştirilmiştir: “(5) Uzaktan kimlik tespitinin görüntülü görüşme aşamasının sonunda kişinin verilecek bankacılık hizmetleri hakkında bilgilendirilmesi ve kişiden kendisinin veya tüzel kişinin banka müşterisi olacağını kabul ettiğine ilişkin sözlü onay alınması ile süreç tamamlanmış olur.
  • Yönetmeliğin 11. maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: Tüzel kişi ibaresi eklenmiştir, fıkranın son cümlesindeki kişilere” ibaresi ise “müşteri” olarak değiştirilmiştir.
  • Yönetmeliğin 5. bölümüne eklenmek ve 13. maddeden sonra gelmek üzere eklenen madde uyarınca, müşteri temsilcisinin yapacağı ifade edilen işlemlerin yapay zekâ temelli yöntemler ile yapılabilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye Kurul yetkili olacaktır.

İlgili Yönetmelik Taslağı’nın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

  1. 1 Eylül 2022 Tarihli Veri İhlali Bildirimi - Posta ve Telgraf Teşkilatı Biriktirme ve Yardım Sandığı

 

Posta ve Telgraf Teşkilatı Biriktirme ve Yardım Sandığı tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na iletilen veri ihlali bildiriminde özetle;

  • Zararlı yazılımlar vasıtasıyla üyelerin bilgilerinin bulunduğu sisteme yetkisiz erişim sağlandığı,
  • Yetkisiz kişiler tarafından, anne kızlık soyadı, cilt seri no gibi PTT çalışanlarının kişisel verilerinin, 3.2 gb veri tabanı yedeğinin ve sitenin tüm dosyalarının ele geçirildiğinin iddia edildiği,
  • İhlalin 29.08.2022 ile 30.08.2022 tarihleri arasında gerçekleştiği ve 30.08.2022 tarihinde tespit edildiği,
  • İhlalden etkilenen kişisel verilerin kimlik ve üyelik işlemlerine ait bilgiler olduğu,
  • İhlalden yaklaşık 38.000 kaydın etkilendiği,
  • İhlal ile ilgili çalışmaların devam etmekte olduğu

bilgilerine yer verilmiştir.

Konuya ilişkin inceleme devam etmekle birlikte, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 01.09.2022 tarih ve 2022/891 sayılı Kararı ile söz konusu veri ihlali bildiriminin Kurumun internet sayfasında ilan edilmesine karar verilmiştir.

Konuya ilişkin detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

  1. 1 Eylül 2022 Tarihli Veri İhlali Bildirimi - Biblos Alaçatı Turizm

Veri sorumlusu sıfatını haiz olan Biblos Alaçatı Turizm Yatırımları A.Ş. tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na (“Kurul”) iletilen veri ihlali bildiriminde özetle;

  • İhlalin 19.08.2022 tarihinde gerçekleştiği ve aynı gün tespit edildiği,
  • İş telefonlarına gönderilen mesajlar ve personeline gönderilen e-postalardaki fidye yazılım ve parola saldırıları ile siber saldırının gerçekleştiği,
  • İhlalden etkilenen kişisel veri kategorilerinin kimlik, iletişim, müşteri işlem, finans, pazarlama, görsel ve işitsel kayıtlar olduğu,
  • İhlalden etkilenen özel nitelikli kişisel veri kategorilerinin sağlık bilgileri ve biyometrik veriler olduğu,
  • Öte yandan insan kaynakları, ön büro ve finans departmanlarında kullanılan programlar vasıtasıyla personel bordro kayıtlarının, misafir verilerinin ve şirketin mali verilerinin ihlale maruz kalmasının ihtimal dahilinde olduğu,
  • İhlalden etkilenen ilgili kişi gruplarının çalışanlar, müşteriler ve potansiyel müşteriler olduğu,
  • İhlalden etkilenen tahmini kişi sayısının 450 olduğu, ancak siber saldırıya uğrayan programlar ve verilerle ilgili envanter çalışmasının devam ettiği,
  • İlgili kişilere ait verilerin siber saldırı sonucunda silinmesi nedeniyle bildirim yapılamadığı

bilgilerine yer verilmiştir.

Konuya ilişkin inceleme devam etmekle birlikte, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 01.09.2022 tarih ve 2022/882 sayılı  Kararı ile söz konusu veri ihlali bildiriminin Kurumun internet sayfasında ilan edilmesine karar verilmiştir.

Konuya ilişkin detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

  1. 2022–2023 Revize II Risk Eylem Planı Yayımlamıştır.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (“Kurum”) 2022-2023 Revize II Risk Eylem Planı, 06.09.2022 tarihinde Kurum’un internet sayfasında yayımlanmıştır.

Bahsi geçen 2022-2023 Revize II Risk Eylem Planı’nın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

  1. İlaç ve Biyolojik Ürünlerin Klinik Araştırmaları Hakkında Klinik Araştırma Başvurularında Güven Uygulamaları Kılavuzu Yayımlanmıştır

13.04.2013 tarih ve 28617 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İlaç ve Biyolojik Ürünlerin Klinik Araştırmaları Hakkında Yönetmeliğin 12/C maddesinin 1 inci fıkrasının uygulanmasına ilişkin hazırlanan Klinik Araştırmaları Başvurularında Güven Uygulamaları Kılavuzu (“Kılavuz”) 01.09.2022 tarih ve E-24931227-514.99-9748 sayılı Makam Oluru ile onaylanmış ve onay tarihi itibari ile yürürlüğe girmiştir.

Bu kılavuzun amacı, klinik araştırmaların değerlendirme sürecindeki güven uygulamaları hakkında yapılacak iş ve işlemlerin usul ve esaslarını belirlemektir.

Kılavuz uyarınca;

  • Araştırma ürününün Üretim Yeri İzin Belgesine sahip bir tesiste üretilmesi durumunda ya da araştırma ürünü için Kurum tarafından verilmiş İİU (GMP) sertifikası bulunması durumunda belge sunulmasına gerek bulunmamaktadır.
  • Araştırma ürünlerinin yurtdışı tesislerde üretilmesi durumunda PIC/S ve ICH üye ülke otoriteleri tarafından verilmiş İİU (GMP) ve/veya Üretim Yeri İzin Belgesi sunulmalıdır.
  • İlgili ülkenin yetkili otoritesinin kamuya açık olarak tesislere ilişkin bilgileri yayımlamaması durumunda İİU (GMP) ve/veya Üretim Yeri İzin Belgesinin ıslak imzalı ve apostil onaylı sunulması gerekmektedir.
  • Teşkilatı (OECD) üye ülkeleri tarafından verilen İLU (GLP) belgesi sunulmalıdır.
  • Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Klinik Araştırmalar Daire Başkanlığına Yapılan Klinik Araştırma Başvurularında iyi klinik uygulamaları (İKU) ilkelerine uygun olarak yürütüldüğüne dair bir beyan araştırma ürünü dosyasında yer almalıdır. Kurum gerekli durumlarda denetim raporunu talep edebilir veya Kurum tarafından ilgili kılavuz gerekliliklerine uygun olarak İKU denetimleri gerçekleştirilir.
  • Kurum tarafından gerçekleştirilen denetim sonucu hazırlanan faaliyet izin belgesine sahip merkezlerde yapılmalıdır. Kurum tarafından hazırlanmış faaliyet izin belgesine sahip faz I klinik araştırma merkezlerinde yürütülen faz I klinik araştırmalar için ilgili belgenin sunulmasına gerek yoktur.

İlgili kılavuzun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

  1. İyi Farmakovijilans Uygulamaları (İFU) Kılavuzu Modül VII – Sinyal Yönetimi Güncellenmiştir

İyi Farmakovijilans Uygulamaları (İFU) Kılavuzu Modül VII – Sinyal Yönetimi güncellenmiş olup 04.09.2022 tarihinde yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

Sinyal, gözlemler ve deneyler de dâhil olmak üzere bir veya birden fazla kaynaktan alınan, bir müdahale ile bir veya birden fazla olay arasında olumlu ya da olumsuz olası yeni bir nedensellik ilişkisi bulunduğunu ya da bilinen bir nedensellik ilişkisinin yeni bir boyut kazandığını düşündüren ve doğrulayıcı işlem gerektiren bilgilerdir.

Bu Modülün amacı ise; sinyal yönetiminin bilimsel ve kalite yönleri hakkında genel rehberlik sağlamak ve içerdiği yapı ve süreçlere ilişkin genel tavsiyelerde bulunmaktır. Bu doğrultuda, spontan raporlama sistemlerinden elde edilen verilerin izlenmesinden ortaya çıkan sinyaller, sinyal yönetim sürecinin başlangıç noktası olarak kabul edilecektir.

İlgili kılavuzun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

  1. Atık Ön İşlem ve Geri Kazanım Tesislerinin Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmıştır

Atık Ön İşlem ve Geri Kazanım Tesislerinin Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelikte (“Yönetmelik”) Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (“Değişiklik”) 1 Eylül 2022 tarihli ve 31940 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Değişiklik uyarınca;

  • Yönetmelik EK-1’de yer almadığı için toplama ayırma tesisine gönderilemeyen atıklar, ilgili mevzuata uygun olarak; toplama ayırma tesisi haricindeki diğer ön işlem yapan tesisler ile ara depolama, geri kazanım veya bertaraf faaliyeti yapan atık işleme tesislerine gönderilecektir.
  • Sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve benzeri yönetim alanları gibi giriş çıkışları kontrol altına alınmış alanlarda kurulu olan tesislerde, etrafının yapı malzemesi ile kalıcı olarak çevrili olması şartı aranmayacaktır. Bu alanların girişlerinde radyasyon kontrol sistemi ile yeterlik sahibi personel bulunması radyasyon ölçüm cihazı bulundurma şartı ve girişlerinde veya sınırları içerisinde tesislere hizmet vermek amacıyla kantar olması durumunda kantar bulundurma şartı aranmayacaktır.
  • Atık kabul birimlerinde yangına acil müdahale durumunda itfaiye araçlarının engellenmeden geçmesine yetecek genişlikte alan bırakılacaktır.

İlgili Değişiklik’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

  1. Vergiyi Doğuran İşlemin Vergi İstisnası Kapsamında Olduğunu Tesvik Eden Belgenin İptali Nedeniyle Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine Dair Karar

Anayasa Mahkemesinin 2019/40353 başvuru numaralı ve 28/06/2022 tarihli kararı 2 Eylül

2022 tarihli ve 31941 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Başvuru, vergiyi doğuran işlemin vergi istisnası kapsamında olduğunu tevsik eden belgenin iptali nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

Başvurucu, ihaleye yabancı firmanın katıldığını ve istisna belgesinin düzenlenmesinin şartlarının oluştuğunu belirtmiş, istisna belgesinin geri alınmasının belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerini ihlal ettiğini savunmuştur.

Başvurucu ayrıca, davaya konu ihracat tebliğinde yabancı firmalar tarafından verilen teklifin geçerli olmadığı şartının bulunmadığını belirtip, bu durumun belirlilik koşulunu sağlamadığını ve kişinin mülkiyet hakkını ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir.

Somut olayda;

  • Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede istisna belgesinin geri alınması suretiyle başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin öngörülebilirlik kriterini sağlayan bir kanuna dayanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Bu nedenle ihaleye teklif sunan firmanın teklifinin değerlendirmeye alınmamış olmasının istisnadan yararlanılmasına engel oluşturmadığı kabulünün kanuni dayanağının bulunup bulunmadığı meselesinin ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir.
  • Açıklanan gerekçelerle Anayasa Mahkemesi tarafından, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

Kararın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

  1. Gerçek Faydalanıcı Tanımının Açıklanmasına Yönelik Vergi Usul Kanunu Sirküleri Yayımlanmıştır

Gelir İdaresi Başkanlığına iletilen talepler doğrultusunda, 529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 5 inci maddesi[1] uyarınca gerçek faydalanıcının belirlenmesine ilişkin açıklamaların yer aldığı sirküler 05.09.2022 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığının kurumsal sitesinde yayımlanmıştır.

Sirkülerin konusunu, gerçek faydalanıcının belirlenmesine ilişkin açıklamalar oluşturmaktadır.

Buna göre;

  • 529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde de belirtildiği üzere gerçek faydalanıcı mutlaka gerçek kişi olmak zorundadır.
  • Tebliğde açıklandığı şekilde gerçek faydalanıcı; tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları, tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi ya da bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişileri, ilk iki unsur kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişileri ifade etmektedir.
  • Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişiler, her halükarda bildirilmelidir.
  • Bir gerçek kişi, tüzel kişiliği olan veya olmayan teşekkülü doğrudan ya da dolaylı bir şekilde nihai olarak kontrolünde bulundurabilir. Bir teşebbüste doğrudan ya da dolaylı olarak yüzde yirmi beşten fazla hissesi olmadığı halde farklı araçlarla nihai kontrole sahip kişiler de teşebbüsün yüzde yirmi beşi aşan hisse sahipleri ile birlikte gerçek faydalanıcı olarak kabul edilir.
  • "En üst düzey icra yetkisi”ne sahip kişiler ifadesi ile; tüzel kişiliğin ticari faaliyetini temelden etkileyen stratejik kararlar alabilme yetkisine sahip gerçek kişi veya kişiler ile, günlük veya olağan işleri yürüten, yönetim kurulu başkanı, genel müdür, mali işler direktörü gibi üst düzey bir yönetim pozisyonu aracılığıyla icra kontrolünü elinde bulunduran gerçek kişi veya kişiler olarak anlaşılmalıdır.

Konuya ilişkin detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

  1. Şarj Hizmeti Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Yayımlanmıştır

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (‘EPDK’) tarafından hazırlanan Şarj Hizmeti Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 6 Eylül 2022 tarihli ve 31945 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

2/4/2022 tarihli ve 31797 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Şarj Hizmeti Yönetmeliğine geçici madde eklenmiştir.

Buna göre;

  • Şarj ağı işletmecisi tarafından şarj ağına şarj istasyonu ekleme işlemi için gereken iş yeri açma ve çalışma ruhsatının 31/7/2023 tarihine kadar EPDK'ye sunulması zorunlu olacaktır.

Bahsi geçen Yönetmelik’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

  1. Türk Akreditasyon Kurumunca Uygulanacak Akreditasyon Kullanım Ücreti/Payına Dair Tebliğ Yayımlanmıştır

Türk Akreditasyon Kurumunca uygulanacak “Akreditasyon Kullanım Ücreti/Payına Dair Tebliğ” 6 Eylül 2022 tarihli ve 31945 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Tebliğin amacı, Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilen kuruluşların 2022 yılı için ödeyecekleri akreditasyon kullanım ücreti veya paylarını belirlemek ve bunların ödenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Buna göre;

  • Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilen kuruluşlar, akredite oldukları kapsamlarda yürüttükleri faaliyetleri dolayısıyla, 2022 yılı içinde elde ettikleri brüt gelirlerden (akredite kuruluşların Devlete ödediği vergi ve kesinti dâhil) 4’üncü maddede belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde akreditasyon kullanım ücretini/payını Türk Akreditasyon Kurumuna beyan etmekle ve ödemekle yükümlüdür.
  • Yurt dışında faaliyet gösteren akredite kuruluşlar ise, akreditasyon kullanımı ile ilgili herhangi bir bildirimde bulunmaz ve kullanım ücreti/payı ödemeyeceklerdir.
  • Yurt içinde faaliyet gösteren kuruluşların kullanım ücreti/payı ile ilgili bildirim yapmaması ya da hesaplanan ücret ve payı süresi içerisinde Türk Akreditasyon Kurumu hesaplarına yatırmaması halinde, kuruluş hakkında hem yasal takip işlemi hem de akreditasyonun askıya alınması işlemi başlatılacaktır.

İlgili Tebliğin tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Zümbül Hukuk ve Danışmanlık

info@zumbul.av.tr 

 


[1] Gerçek faydalanıcının belirlenmesi

MADDE 5 – (1) Tüzel kişilerde;

a) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları,

b) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi veya bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,

c) (a) ve (b) bentleri kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler, gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilir.

(2) Tedbirler Yönetmeliğinin 12 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen tüzel kişiliği olmayan iş ortaklıkları gibi teşekküllerde;

a) Tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,

b) (a) bendi kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilememesi halinde tüzel kişiliği olmayan teşekkül nezdinde en üst düzeyde icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler, üst düzey yönetici sıfatıyla gerçek faydalanıcı olarak kabul edilir ve bildirime konu edilir.

(3) Trust ve benzeri teşekküllerde; kurucular, mütevelli, yönetici, denetçi veya faydalanıcı sıfatını haiz olanlar ya da bu teşekküller üzerinde nüfuz sahibi olanlar gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilir.