Haftaya Dair Hukuki Gelişmeler

 

  1. TİTCK Tarafından Klinik Araştırma Başvurularında Güven Uygulamaları Kılavuzu Güncellenmiştir

 

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (“Kurum”) tarafından Klinik Araştırma Başvurularında Güven Uygulamaları Kılavuzu (“Kılavuz”) güncellenerek 14.11.2025 tarihinde TİTCK’in resmi internet sitesinde yayınlamıştır.

Kılavuz’da özetle şu hususlar yer almaktadır;

  • Kılavuz, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu ile karşılaştırılabilir standartlara sahip diğer ilaç otoriteleri ile bölgesel veya uluslararası kuruluşlar tarafından verilmiş ilgili kararların veya yayımlanmış raporların güven uygulamaları çerçevesinde değerlendirilmesini kapsamaktadır.
  • Preklinik farmakolojik ve toksikolojik çalışmaların ilgili mevzuata uygun şekilde yürütülmesi gerekmektedir.
  • Uluslararası kabul görmüş İyi Laboratuvar Uygulamaları sertifikasının sunulması zorunlu tutulmuştur.
  • 14.11.2025 tarihli revizyon ile bu sertifikanın “uluslararası kabul görmüş” nitelikte olması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
  • Klinik araştırmaların İyi Klinik Uygulamaları ilkelerine uygun yürütüldüğüne ilişkin beyanın araştırma dosyasında yer alması gerekmektedir.
  • Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi ile Avrupa İlaç Ajansı gibi Yetkili Otoriteler tarafından gerçekleştirilmiş denetimlere ilişkin raporların sunulması hâlinde, Kurum tarafından ayrıca İyi Klinik Uygulamaları denetimi yapılmayacaktır.
  • Yetkili Otorite dışında kalan sağlık otoriteleri tarafından düzenlenmiş denetim raporlarının sunulması durumunda, Kurum tarafından İyi Klinik Uygulamaları denetimi gerçekleştirilecektir.
  • Yetkili Otoriteler tarafından ruhsatlandırılmamış araştırma ürünleri için, ilgili kimyasal ve farmasötik kalite gerekliliklerine uygun şekilde hazırlanmış araştırma ürünü dosyasının sunulması gerekmektedir.
  • Sunulacak İyi İmalat Uygulamaları belgelerinin güncel ve geçerli olması zorunludur.
  • Kamuya açık bir veri tabanında yayımlanmayan üretim yeri izin belgeleri veya İyi İmalat Uygulamaları sertifikaları için imzalı ve apostil onaylı belgelerin sunulması gerekmektedir.
  • Araştırma ürünlerinin yurt dışında üretilmesi hâlinde, üretim tesislerinin uluslararası kabul görmüş İyi İmalat Uygulamaları standartlarına uygunluğuna ilişkin Yetkili Kişi Beyanının sunulması zorunludur.
  •  Kimyasal sentez yoluyla elde edilen etkin maddelerin uluslararası kabul görmüş İyi İmalat Uygulamaları standartlarına uygun olarak üretilmesi gerekmektedir.
  • Yardımcı beşerî tıbbi ürünlerin Türkiye’de ruhsatlı olması esas kılınmıştır.
  • Başvuru sahibinin makul gerekçeler sunması halinde, Yetkili Otoriteler tarafından ruhsatlandırılmış ürünlerin yardımcı beşerî tıbbi ürün olarak kullanılmasına Kurum tarafından izin verilebilecektir.
  • Araştırma ürünü dosyası ve İyi İmalat Uygulamaları hükümleri, yardımcı beşerî tıbbi ürünler için de geçerli olacaktır.
  • TİTCK, gerekli görmesi hâlinde araştırma ürünlerinin üretildiği tesislerde denetim yapma hakkını saklı tutmaktadır.
  • Türkçe veya İngilizce dışında düzenlenmiş belgelerin, yeminli tercüman tarafından yapılmış ve noter onaylı Türkçe veya İngilizce tercümeleriyle birlikte sunulması gerekmektedir.

Kılavuz’un tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

 

  1. Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmıştır

 

Tarım ve Orman Bakanlığı (“Bakanlık”) tarafından hazırlanan Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (“Yönetmelik”) 16.11.2025 tarihli ve 33079 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Yönetmelik’e göre;

  • Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’nin Ek-1 Bölüm B’de yer alan 0243020-008 kod numaralı satır “Büyük turp yaprakları (Raphanus sativus var. longipinnatus ve var. niger)” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
  • Aynı bölüme 0251060-001 kod numaralı satırdan sonra gelmek üzere “Küçük turp yaprakları (Raphanus sativus var. radicula)” ibareli 0251060-002 kod numaralı yeni satır eklenmiştir.

Yönetmelik, Resmî Gazete’de yayımlandığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Yönetmelik’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

 

  1. ABAD, Rekabet Soruşturmalarında İş E-postalarına Elkoymaya İlişkin Hukuk Sözcüsü Görüşünü Yayımlamıştır

 

Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”) tarafından rekabet soruşturmaları kapsamında iş e-postalarına el konulmasına ilişkin C-258/23, C-259/23 ve C-260/23 sayılı birleştirilmiş davalarda Hukuk Sözcüsü Görüşü (“Görüş”) yayımlanmıştır.

Görüş’e göre:

  • Kişisel verilerin korunması hakkı, rekabet otoritelerinin iş e-postalarına el koyması için önceden yargısal izin alınmasını gerektirmemektedir.
  • Bununla birlikte, bu işlemler yeterli usuli güvencelere ve sonraki yargısal denetime tabi olmalıdır.

Görüş’te öne çıkan önemli noktalar şunlardır:

  • Davalar, Bezirkshauptmannschaft Landeck içtihadından farklıdır; çünkü rekabet soruşturmaları esasen tüzel kişilere ait ticari bilgileri kapsamakta olup çalışan bireylerin özel hayatına etkisi ikincildir.
  • Şirket e-postalarına erişim sınırlıdır ve kişisel verilerin tam veya kontrolsüz biçimde incelenmesine imkân vermez; bu durum, kişisel mobil cihazlara erişimden farklıdır.
  • Orantılılık ilkesi gözetilmeli ve usuli güvenceler, Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) kapsamındaki yükümlülüklere ek olarak sağlanmalıdır.
  • Önceden yargısal izin, kural olarak yalnızca işlemin özel konutta yapılması veya bir gerçek kişinin ceza hukuku açısından suçlanması amacı taşıması hâlinde gereklidir.
  • AB hukuku, üye devletlerin rekabet otoritelerinin denetimleri için ön izin mekanizmaları öngörmesine imkân tanımakta olup bu mekanizmalar Cumhuriyet Savcılığı tarafından verilen izinleri de kapsayabilir.

Hukuk Sözcüsü Görüşü, ABAD için bağlayıcı değildir.

Görüş’ün tam metnine (İngilizce) buradan ulaşabilirsiniz.

 

  1. Avrupa Veri Koruma Denetçisi Yapay Zekâ Sistemlerinin Risk Yönetimine Dair Rehber Yayınlamıştır

 

Avrupa Veri Koruma Denetçisi (“EDPS”) tarafından hazırlanan Yapay Zekâ Sistemlerinin Risk Yönetimine Dair Rehber (“Rehber”) 11.11.2025 tarihinde EDPS'nin resmi internet sitesinde yayınlanmıştır.

Rehber ile Avrupa Birliği Kurumları, Organları, Ofisleri ve Ajansları’nın (“ABK’lar”) 2018/1725 sayılı Tüzük (“EUDPR”) kapsamında veri sorumlusu sıfatıyla hareket ederken yapay zekâ (“YZ”) sistemlerinin kullanımından kaynaklanan veri koruma risklerinin tespit edilmesi ve hafifletilmesine yönelik teknik tavsiyelerin sunulması amaçlanmıştır.

Rehber’de özetle aşağıdaki hususlara değinilmiştir:

  • YZ sistemlerinin tedariki, geliştirilmesi ve konuşlandırılması süreçlerinde yorumlanabilirlik (interpretability) ve açıklanabilirlik (explainability) kavramlarının tüm uyum gerekliliklerini koşullandıran ön şartlar olarak ele alındığı, YZ sistemlerinden kaynaklanan başlıca risklerin bu ilkeler ışığında tanımlandığı ifade edilmiştir.
  • Yorumlanamayan veya açıklanamayan YZ modellerinin şeffaflık eksikliği nedeniyle yüksek risk oluşturduğu, buna karşılık dokümantasyon, açıklanabilirlik teknikleri (LIME, SHAP) ve istatistiksel analiz gibi önlemlerin uygulanmasının uygun olduğu belirtilmiştir.
  • Rehber’de temel veri koruma ilkeleriyle ilişkilendirilen teknik riskler ve bunlara yönelik önlemler sıralanmıştır.

Adil Olma İlkesi

  • Eğitim verilerinde kalite eksikliğinden kaynaklanan önyargı riskinin, kalite güvence politikaları ve düzenli veri kalitesi denetimleri ile hafifletilebileceği belirtilmiştir.
  • Eğitim verilerindeki örnekleme hataları ve tarihsel önyargıların, model çıktılarında adaletsiz sonuçlara yol açabileceği; bu durumun farklı popülasyonlarda genelleme yeteneğini azaltabileceği ifade edilmiştir.
  • Algoritmik önyargı ve yorumlama önyargısının, model tasarımından veya analist yorumundan kaynaklanabileceği; bu durumun açıklanabilirlik teknikleri ve dokümantasyon ile hafifletilebileceği ifade edilmiştir.

Doğruluk İlkesi

  • YZ sistemlerinin yanlış kişisel veri çıktısı üretmesi riskine dikkat çekilmiş; istatistiksel doğruluk değerlendirmesi, dengeli veri setleri, uç durum testleri ve insan gözetimi gibi yöntemlerin önem taşıdığı ifade edilmiştir.
  • YZ sistemi sağlayıcısından yeterli bilgi alınamaması riskine karşı teknik şartnameler, şeffaflık belgeleri ve güvenlik tedbirlerine ilişkin detaylı bilgi talep edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Veri Minimizasyonu İlkesi

  • YZ sistemlerinin geniş veri setlerine bağımlılığı nedeniyle gereğinden fazla veri toplanması riskine dikkat çekilmiş; veri örneklemesi, anonimleştirme ve takma adla işleme (pseudonymisation) gibi tekniklerin kullanılmasının uygun olduğu belirtilmiştir.

Güvenlik İlkesi

  • YZ modeli çıktılarının eğitim verilerini ifşa etme riski karşısında veri minimizasyonu, veri bozma (perturbation), diferansiyel gizlilik ve sentetik veri yöntemlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
  • YZ sistemlerinde büyük miktarda kişisel veri depolanması nedeniyle veri ihlali risklerinin ortaya çıkabileceği; şifreleme, anonimleştirme ve güvenli geliştirme metodolojilerinin önem taşıdığı vurgulanmıştır.

Veri Sahibinin Hakları

  • Kişisel verilerin YZ modellerinde karmaşık biçimde temsil edilmesi nedeniyle erişim taleplerinin yerine getirilmesinin zorlaşabileceği; meta veri tutulması ve veri erişim araçlarının geliştirilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.
  • Eğitim veri setlerinde yanlış verilerin bulunması veya silme talepleri karşısında makine unutma (machine unlearning) süreçlerinin ve çıktı filtreleme yöntemlerinin uygulanmasının gerekli olabileceği ifade edilmiştir.
  • Rehber’de, kişisel verileri işleyen YZ sistemlerinin devreye alınmasının veri sahipleri açısından önemli riskler içerdiği, bu nedenle ABK’lar tarafından sistematik, hesap verebilir ve sürekli izlemeye dayalı bir risk azaltma çerçevesi oluşturulması gerektiği vurgulanmıştır.

Rehber’in tam metnine (İngilizce) buradan ulaşabilirsiniz.

 

  1. Avrupa Komisyonu Tarafından Finansal Türev Ürünler Piyasasında Faaliyet Gösteren İki Teşebbüs Hakkında Rekabet Soruşturması Başlatılmıştır

 

Avrupa Komisyonu ("Komisyon") tarafından, finansal türev ürünler piyasasında faaliyet gösteren iki teşebbüs hakkında rekabet soruşturması başlatılmasına ilişkin basın açıklaması (“Basın Açıklaması”) Komisyon'un resmi internet sitesinde 06.11.2025 tarihinde yayınlanmıştır.

Basın Açıklaması’na göre;

  • Komisyon, 2024 yılı Eylül ayında finansal türev ürünler sektöründe olası rekabet ihlallerine yönelik olarak başlattığı resen inceleme kapsamında, çeşitli teşebbüslerin işyerlerinde habersiz denetimlerde bulunmuştur.
  • Finansal türev ürünler; değeri bir veya birden fazla dayanak varlığın fiyatına bağlı olarak değişen, taraflar arasında yapılan finansal sözleşmeler niteliğindedir. Bu sözleşmeler, genellikle riskten korunma, fiyat değişimlerine yönelik pozisyon alma veya spekülasyon amaçlarıyla kullanılmaktadır.
  • Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın (“ABİDA”) 101. maddesi ile Avrupa Ekonomik Alanı Anlaşması’nın 53. maddesi, ticareti etkileyen ve Tek Pazar içinde rekabeti önleyen veya kısıtlayan anlaşmaları yasaklamaktadır. Bu hükümlerin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 1/2003 sayılı Tüzük ile düzenlenmiştir.
  • İlgili teşebbüslerin Avrupa Ekonomik Alanı’nda belirli türev ürünlerin kotasyonu, işlemi ve takası alanında rekabet etmeme yönünde anlaşma veya uyumlu eylemlerde bulunmuş olabilecekleri değerlendirilmektedir.
  • Ayrıca talep paylaşımı, fiyat koordinasyonu ve ticari olarak hassas bilgilerin değişimi gibi konularda da uyumlu eylemlerin mevcut olabileceği belirtilmiştir.
  • Söz konusu davranışların doğrulanması hâlinde, bu eylemler ABİDA'nın 101. maddesi ile Avrupa Ekonomik Alanı Anlaşması’nın 53. maddesi kapsamında yer alan kartel yasağı ve rekabeti kısıtlayıcı uygulamalara ilişkin hükümlerin ihlali sonucunu doğurabilecektir.
  • Rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaların, piyasa bütünlüğünü zedeleyebileceği, ürün ve hizmet fiyatları ile kalitesi üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği ifade edilmiştir.
  • Komisyon, soruşturmanın başlatıldığını ilgili taraflara ve Üye Devletlerin rekabet otoritelerine bildirmiştir. Soruşturmanın süresi bakımından belirli bir yasal sınır bulunmamakta olup, sürenin davanın karmaşıklığı, tarafların iş birliği düzeyi ve savunma haklarının kullanım kapsamına göre değişebileceği belirtilmiştir.
  • İlgili bilgi ve belgeler AT.40945 numaralı dosya altında yayınlacaktır. 

Basın Açıklaması’nın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

 

  1. İrlanda Veri Koruma Otoritesi Tarafından LinkedIn’in Yapay Zekâ Model Eğitimi Planına İlişkin Duyuru Yayınlanmıştır

 

İrlanda Veri Koruma Otoritesi (“DPC”) tarafından LinkedIn’in üretken yapay zekâ model eğitim süreçlerine ilişkin duyurusu (“Duyuru”) 07.11.2025 tarihinde DPC’nin resmî internet sitesinde yayınlanmıştır.

Duyuru’ya göre;

  • LinkedIn tarafından, kendi tescilli yapay zekâ modellerini Avrupa Birliği ve Avrupa Ekonomik Alanı'nda bulunan LinkedIn üyelerinin kişisel verilerini kullanarak eğitme planının DPC’ye iletildiği ifade edilmiştir.
  •  DPC tarafından gerçekleştirilen ayrıntılı inceleme sonucunda, söz konusu veri işleme faaliyetlerine ilişkin çeşitli riskler ve sorun alanları tespit edilmiş ve bu hususlar LinkedIn’e bildirilmiştir.

Bu kapsamda LinkedIn tarafından alınan önlemler özetle aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:

  • Model eğitimi amacıyla işlenecek kişisel verilere ve kullanıcıların itiraz hakkına ilişkin şeffaflık bildirimleri geliştirilecektir.
  • Kullanılacak veri kategorilerinin ve verinin alınacağı zaman aralığının daraltılması suretiyle veri işleme kapsamı azaltılacaktır.
  • 18 yaş altındaki kullanıcıların kişisel verilerinin model eğitiminde kullanılmasını önleyici tedbirler güçlendirilecektir.
  • Sendikal içerikler dâhil olmak üzere belirli LinkedIn sayfa ve gruplarında yer alabilecek hassas bilgilerin işlenmesini önlemek amacıyla filtreleme mekanizmaları uygulanacaktır.
  • Meşru Menfaat Değerlendirmesi, Veri Koruma Etki Değerlendirmesi ve Uyumluluk Değerlendirmesi gibi GDPR kapsamında zorunlu dokümantasyon geliştirilecek ve daha ayrıntılı şekilde sunulacaktır.

DPC tarafından LinkedIn’den işleme faaliyetinin başlamasını takip eden beş ay içinde, getirilen önlem ve güvencelerin etkinliğine yönelik güncellenmiş değerlendirmeleri içeren bir raporun hazırlanması talep edilmiştir.

DPC, LinkedIn’in GDPR uyumunun izlenmesine devam edeceğini ve gerekmesi hâlinde ilave yetkilerini kullanacağını bildirmiştir.

Duyuru’nun tam metnine (İngilizce) buradan ulaşabilirsiniz.

 

  1. KVKK Tarafından Uluslararası Sözleşme Niteliğinde Olmayan Anlaşma ile Yurt Dışına Kişisel Veri Aktarımına İzin Verilmesi Hakkında Kamuoyu Duyurusu Yayınlanmıştır

 

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (“Kurum”) tarafından Uluslararası Sözleşme Niteliğinde Olmayan Anlaşma ile Yurt Dışına Kişisel Veri Aktarımına İzin Verilmesi Hakkında Kamuoyu Duyurusu (“Kamuoyu Duyurusu”) 11.11.2025 tarihinde Kurum’un resmi internet sayfasında yayınlanmıştır.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 9. maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca; yurt dışındaki kamu kurum ve kuruluşları veya uluslararası kuruluşlar ile türkiye’deki kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları arasında yapılan uluslararası sözleşme niteliğinde olmayan anlaşmanın varlığı ve kurul tarafından aktarıma izin verilmesi düzenlenmiştir. Bu kapsamda, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği arasında imzalanan uluslararası sözleşme niteliğinde olmayan anlaşma çerçevesinde kişisel verilerin yurt dışına aktarılmasına, Kişisel Verilerin Yurt Dışına Aktarılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 11. maddesi kapsamında izin verilmiştir.

Söz konusu Kamuoyu Duyurusu’nun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

 

  1. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Tarafından Gözetim Altındaki İthalatta Gümrük Kıymetinin Beyanla Artırılmasıyla Ödenen Vergilerin İadesine İlişkin BİM Kararları Arasındaki Aykırılık Giderilmiştir

 

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (“Kurul”) tarafından, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun (“Kanun”) 211. maddesinin (1) numaralı fıkrasında 18.07.2021 tarihli ve 7333 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında, gözetim uygulamasına tabi ithal eşyasının gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması nedeniyle ödenen vergilerin iadesine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın giderilmesine dair karar (“Karar”) 13.11.2025 tarihli ve 33076 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Karar’da özetle aşağıdaki hususlara değinilmiştir:

  • Kurul tarafından öncelikle, Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi ile İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. Vergi Dava Dairesi arasında, gözetim tebliğindeki kıymete ulaşmak amacıyla yurt dışı gider kaleminde yapılan ek beyan nedeniyle fazladan ödendiği iddia edilen vergilerin, Kanunu’nun 211. maddesi kapsamında geri verilip verilemeyeceği konusunda ortaya çıkan farklı içtihatların bulunduğu tespit edilmiştir.
  • İlgili mevzuat çerçevesinde, ithal eşyasının gümrük kıymetinin kural olarak Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca satış bedeline göre belirlendiği; satış bedelinin esas alınamadığı durumlarda Kanun’un 25. maddesinde düzenlenen diğer yöntemlerin sırayla uygulanmasının öngörüldüğü; Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’nın (GATT) VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma hükümleri uyarınca da gümrük idaresinin beyanın doğruluğunu araştırma yetkisinin saklı olduğu ortaya konulmuştur.
  • Gözetim uygulamasının, Gümrük Yönetmeliği ve İthalatta Gözetim Uygulaması Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde bir ticaret politikası önlemi niteliği taşıdığı; gözetimin esasen ithalatın seyrinin izlenmesine yönelik olduğu, eşyanın kıymeti bakımından belirlenen gözetim birim kıymetinin, Gümrük Kanunu anlamında gerçek satış bedeli niteliği taşımadığı; gözetim uygulamasına tabi eşya bakımından ithalatçı yükümlülüğünün kural olarak gözetim belgesi ibrazı ile sınırlı olduğu belirtilmiştir.
  • Kanunu’nun 211. maddesinin (1) numaralı fıkrasına, 7333 sayılı Kanun’un 13. maddesiyle eklenen hüküm uyarınca, ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenen veya tahakkuk ettirilen vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına yönelik taleplerin kabul edilemeyeceği düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de yükümlülerin ticaret politikası önlemlerinden kaçınmak amacıyla kendi beyanlarıyla kıymeti artırmalarını takiben geri verme veya kaldırma yoluna başvurmalarının engellenmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir.
  • Kurul tarafından, gözetim tebliğindeki birim kıymete ulaşmak amacıyla herhangi bir gerçek yurt dışı gider bulunmadığı hâlde yurt dışı gider kalemine ek beyanda bulunulması suretiyle eşya kıymetinin yükseltilmesinin, ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda, söz konusu beyana dayanılarak tahakkuk ettirilip ödenen vergilerin, Kanunu’nun 211. maddesi çerçevesinde geri verme yoluyla iadesine imkân bulunmadığı kabul edilmiştir.
  • Karar’da ayrıca, Kanunu’nun 242. maddesinde düzenlenen itiraz yolunun, gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı başvurulabilecek ayrı bir idari başvuru yolu olduğu; 211. madde kapsamında geri verme veya kaldırma talebinde bulunulması için ihtirazi kayıt koşulu aranmadığı, buna karşılık 242. madde kapsamında tahakkuka itiraz yoluna başvurulabilmesi için ihtirazi kayıtla beyanname verilmesinin uygulamada zorunlu kabul edildiği vurgulanmıştır.
  • Bu çerçevede, 18.07.2021 tarihli ve 7333 sayılı Kanun ile Kanunu’nun 211. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yapılan değişiklik sonrasında tescil edilen beyannameler yönünden, eşyanın kıymetinin gözetim tebliğindeki kıymete eşitlenecek tutarda yurt dışı gider kalemine ihtirazi kayıtla beyanda bulunmak suretiyle artırılması nedeniyle fazladan ödendiği iddia edilen vergilerin, 211. madde uyarınca geri verme başvurusu kapsamında iadesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmış; Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılık, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. Vergi Dava Dairesinin kararı doğrultusunda giderilmiştir.

Karar’ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

 

  1. Amme Alacaklarında Uygulanan Gecikme Zammı Oranına İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı Yayımlanmıştır

 

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51. maddesinde yer alan gecikme zammı oranının %3,7 olarak belirlenmesine ilişkin 10556 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı (“Cumhurbaşkanı Kararı”), 13/11/2025 tarihli ve 33076 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Cumhurbaşkanı Kararı’na göre;

  • 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51. maddesi uyarınca vadesinde ödenmeyen amme alacaklarına uygulanacak gecikme zammı oranı, her ay için ayrı ayrı tatbik edilmek üzere %3,7 (yüzde üç virgül yedi) olarak uygulanacaktır.

Karar’ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Gelir İdaresi Başkanlığının Karar’a ilişkin duyurusunun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz

 

  1. Tahsilat Genel Tebliği (Seri:C Sıra No:9) ile Tecil Faiz Oranı İndirilmiştir

 

Hazine ve Maliye Bakanlığı (“Bakanlık”) tarafından hazırlanan Tahsilat Genel Tebliği (Seri:C Sıra No:9) (“Tebliğ”) 13.11.2025 tarihli ve 33076 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. 

Tebliğ’e göre;

  • 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 48. maddesinin Bakanlık’a tanıdığı yetki çerçevesinde, yıllık %48 olarak uygulanmakta olan tecil faizi oranı, Tebliğ’in yayımı tarihi itibarıyla yıllık %39 olarak belirlenmiştir.
  • Bu kapsamda Tebliğ’in yayımı tarihinden itibaren yapılacak müracaatlara dayanılarak tecil edilen amme alacaklarına yıllık %39 oranında tecil faizi uygulanacaktır.
  • Tebliğ’in yayımı tarihinden önceki müracaatlara dayanılarak tecil edilecek olan amme alacakları için ise karma bir uygulama öngörülmüştür;
    • Müracaat tarihlerinden Tebliğ’in yayımı tarihine kadar (bu tarih hariç) geçen süre için o dönem geçerli olan oran tatbik edilecek; Tebliğ’in yayımı tarihinden itibaren (bu tarih dahil) ise yıllık %39 oranında tecil faizi uygulanacaktır.
  • Tebliğ’in yayım tarihinden önce tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olan amme alacakları bakımından, Tebliğ’in yayım tarihinden sonra ödenmesi gereken taksit tutarlarına, Tebliğ’in yayımı tarihine kadar (bu tarih hariç) geçen süre için geçerli olan oranlar uygulanmaya devam edilecektir. Tebliğ’in yayım tarihinden itibaren ise bu taksitlere yıllık %39 oranında tecil faizi tatbik edilecektir.

Tebliğ, Resmî Gazete’de yayımlandığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Tebliğ’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Gelir İdaresi Başkanlığının Tebliğ’e ilişkin duyurusunun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Zümbül Hukuk ve Danışmanlık

info@zumbul.av.tr

 

İnternet sitemizde bulunan her türlü bilgi ve belge Avukatlık Kanunu ve ilgili diğer mevzuat ile Türkiye Barolar Birliği’nin Avukatlık Meslek Kuralları dikkate alınarak Zümbül Hukuk ve Danışmanlık tarafından yalnızca genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, bu yayınlarda kesinlikle reklam ve/veya ticari amaç güdülmemiştir. İnternet sitemizdeki her türlü bilgi ve belge genel geçer nitelikte olup hiçbir suretle bu yayınların eksiksiz, doğru, güncel ve güvenilir olduğu garanti ve taahhüt edilmemektedir. İnternet sitemizde yer verilen yayınlardaki bilgilerle ilgili olarak bir avukata/uzmana danışmadan söz konusu bilgi ve belgelere dayanılarak hareket edilmemelidir. İnternet sitemizdeki yayınlarda yer verilen linkler kamuya açık kaynaklardan elde edilerek yalnızca ziyaretçilerin diğer bilgi ve belgelere ulaşmasını kolaylaştırmak amacıyla bulunmaktadır. Bu linkler hiçbir şekilde link verilen kişi, kurum ve kuruluşları tavsiye ve/veya onay anlamına gelmemektedir. İnternet sitemizdeki yayınlar hiçbir şekilde hukuki danışmanlık sunulması veya internet sitemize herhangi bir suretle ulaşan ziyaretçiler ile avukat-müvekkil ilişkisi oluşturulduğu anlamına gelmemektedir. İnternet sitemizdeki tüm içerikler Zümbül Hukuk ve Danışmanlık mülkiyetindedir ve hiçbir içerik yazılı izin alınmaksızın kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve atıf yapılmadan kullanılamaz.