Nitelikli Cinsel Saldırı Şüphesiyle Gözaltına Alınan Kişi Hakkında Soruşturma Aşamasında Yapılan Haberlerin, Şeref ve İtibarın Korunması Hakkını İhlal Ettiğine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları

Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) başvurucu hakkında yapılan haberler nedeniyle başvurucunun şeref ve itibarının korunması hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin 2021/24447 başvuru numaralı ve 20/12/2023 tarihli kararı (“Karar”), 20 Mayıs 2024 tarihli ve 32551 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Karara göre;

  • 4/5/2014 tarihinde 81 yaşındaki S.Y.nin mağduru olduğu nitelikli cinsel saldırı meydana gelmiştir. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturmada mağdur S.Y.nin ek ifadesindeki beyanları sebebiyle başvurucu gözaltına alınmış ve bir gün gözaltında kalmıştır.
  • Soruşturma kapsamında başvurucunun suçun faili olduğuna dair müştekinin soyut beyanları dışında herhangi bir delil bulunmadığına, özetle başvurucu yönünden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
  • Yaşanan olaylara ilişkin çeşitli haber sitelerindeDüzce'den iğrenç haber! 81 yaşındaki nineye tecavüz etti.”, “Düzce'de 25'lik genç 85'lik nineye...” şeklinde haberler yapılarak başvurucunun gözaltına alındığı esnada sol profilinden fotoğrafına yer verilmiştir.
  • Başvurucu, kendisinin işlemediği bir suçtan ötürü suçu işlemiş gibi haber yapıldığı, üstelik yüzü buzlanmaksızın fotoğrafı paylaşıldığı için basın yoluyla kişilik haklarına saldırıldığı iddiasıyla yerel mahkemede, haber sahiplerine karşı tazminat davası açmıştır.
  • Yerel mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiş olup bunun üzerine istinaf mahkemesi, olayın haberleştirilmesinde kamu yararı bulunduğunu, konuyla ilgili olarak yayım tarihi itibarıyla haberin gerçeğe uygun olduğunu değerlendirmiş; tüm davalılar yönünden davanın reddine karar vermiştir.
  • Yargıtay, temyiz incelemesinde davacı ile ilgisi bulunmayan bir eylemin davacı tarafından gerçekleştirildiği şeklinde asılsız haber yapılması ve haberde davacının fotoğrafının açık şekilde paylaşılmasının basın özgürlüğünün sınırlarını aştığı kanaatine varmış, davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi için kararı bozmuştur.
  • Nihai karara karşı bireysel başvuru yoluna gidilmesi üzerine AYM tarafından;
  • Gazetecilerin ceza yargılaması sisteminin işleyişi hakkında haber yaparken uymaları gereken sınırların Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 10/7/2013 tarihli tavsiye kararında düzenlendiği[1],
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (“AİHM”) kararlarında, ilgili kişilerin kamusal bir figür veya siyasetçi olup olmamasına göre özel hayat sınırlarının belirlendiği,
  • AİHM’e göre, bir kişi hakkında haber yapılmasının ötesinde kişinin fotoğrafının da haberde paylaşılmasının müdahaleyi artırdığı,
  • Başvurucunun iddiasına göre; davalıların haberlerde kendisinden tecavüzcü olarak bahsettikleri, hâlbuki haberin yapıldığı tarihte suçu işlediğinin sabit olmadığı, "25'lik genç 81'lik nineye tecavüz etti" şeklinde bir başlıkla yapılan ve gerçeği yansıtmayan haberler nedeniyle özel hayatında mağduriyet yaşadığı, toplumda tecavüzcü olarak hedef gösterildiği, takdir edilen manevi tazminatın uğradığı manevi zararı karşılamaktan uzak olduğu,
  • Devletin bireyin manevi varlığının bir parçası olan kişisel şeref ve itibarına üçüncü kişilerin saldırılarını önlemek şeklinde pozitif yükümlülüğünün bulunduğu,
  • AYM’nin mevcut başvuruya benzer olaylarda, başvurucunun Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında koruma altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkı ile ihtilaflı haberi yapan gazetecinin Anayasa’nın 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğü ve bu özgürlükle bağlantılı olarak Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü arasında adil bir dengenin gözetilip gözetilmediğini değerlendirdiği,
  • Çatışan haklar arasında dengelemede yararlanılan kriterlerin aşağıdaki şekilde olduğu;
    • Yayında kamu yararı bulunup bulunmadığı, yayının genel yarara ilişkin bir tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığı,
    • Toplumsal ilginin varlığı ve konunun güncel olup olmadığı,
    • Haberin yayımlanma şartları,
    • Haberin konusu, kullanılan ifadelerin türü, içeriği, şekli ve sonuçları,
    • Basın özgürlüğünün korumasından faydalanan kişilerin meslek ahlakına saygı gösterip göstermedikleri, doğru ve güvenilir bilgi verecek şekilde ve iyi niyetli olarak hareket edip etmedikleri,
    • Hedef alınan kişinin kim olduğu, ünlülük derecesi ile ilgili kişinin önceki davranışları,
    • Kamuoyu ile diğer kişilerin kullanılan ifadeler karşısında sahip oldukları hakların ağırlığı,
    • Fotoğrafın kimliği ifşa edecek şekilde yayımlanmasının habere katma değer sağlayıp sağlamadığı
  • Suç tipinin tecavüz, mağdurunsa 81 yaşında bir kadın olduğu düşünüldüğünde söz konusu haberlerin; toplumun cinsel suçlara karşı çok daha hassas olması nedeniyle infial uyandırmaya oldukça elverişli olduğu,
  • Başvurucunun kişisel veri niteliğindeki fotoğrafının haber içeriğinde yayımlanmasının şeref ve itibarının korunması hakkının ihlali olup olmadığını incelerken sırasıyla şu hususların ele alınacağı:
    • İlgili kişinin tanınırlığı,
    • İlgili kişinin önceki davranışları ve haberin konusu,
    • Yayımlandığı içerik,
    • Yayımlanma şekli ve yayımlanmasının sonuçları,
    • Genel yarara ilişkin bir tartışmaya sunduğu katkı,
    • Fotoğrafların elde edilme yöntemi
  • Kişilik haklarına yönelik haksız bir eylem söz konusu olduğunda mahkemelerin tatmin duygusu yanında caydırıcılık oluşturacak oranda manevi tazminat takdir etmelerinin zaruri olduğu,
  • Başvuruya konu davada verilen kararın ihlalin sebep olduğu zararı gidermeye elverişli olmadığı, anayasal hakların korunması bakımından yetersiz olduğu

belirtilmiş ve Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE karar verilmiştir.

AYM’nin söz konusu kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

 

 

Saygılarımızla,

Zümbül Hukuk ve Danışmanlık

info@zumbul.av.tr

 

 


[1] "İlke 2 - Masumiyet karinesi:

Masumiyet karinesi ilkesine saygı duyulması, adil yargılanma hakkının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle, devam eden ceza yargılamalarıyla ilgili bilgi ve fikirler, suçlu veya şüphelinin masumiyet karinesi hakkına zarar vermeyecek şekilde medyada yer almalı veya yayımlanmalıdır.