Duyurular

AYM Kamulaştırma Bedelinin Düşük Belirlenmesi Nedeniyle Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine Karar Vermiştir
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı (“AYM”) tarafından verilen 2020/28016 başvuru numaralı "Aliye Yeşil ve Diğerleri Başvurusu (7)" hakkında 23.01.2025 tarihli karar (“Karar”), 5 Mayıs 2025 tarihli ve 32891 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Somut olayda;
- Başvuruculara ait olan taşınmazın bir kısmının petrol üretim faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
- İdare, uzlaşmanın sağlanamaması üzerine 15/3/2011 tarihinde başvurucular aleyhine kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davası açmıştır.
- İlk derece mahkemesi davanın kabulüne, kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydının iptaline ve İdare adına tesciline karar vermiştir. Kararda ek bilirkişi raporunun hükme esas alındığını açıklamış ancak dava konusu taşınmazın il merkezine ve kara yoluna olan yakınlığı, ürün paylarındaki kolaylık, toprağın verimliliği ve taşınmazın makineli tarıma uygun olması nedeniyle objektif değer artış oranının resen %26 olarak belirlendiğini ifade edilmiştir.
Karar'da özetle şu hususlara yer verilmiştir;
- 2942 sayılı Kanun’un “Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları” başlıklı 11. maddesinin ilgili kısmı aşağıdaki şekildedir:
“15 inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;
a) Cins ve nevini,
b) Yüzölçümünü.
c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,
d) Varsa vergi beyanını,
e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,
f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini.
g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini,
h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,
ı) her bir ölçünün etkisi açıklanmak kaydıyla bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri
Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kabul edilen değerleme standartlarına uygun, gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler.”
- AYM tarafından Anayasa'nın 13-35 ve 46. maddelerine atıf yapılarak mülkiyet hakkının korunmasında, taşınmazın gerçek karşılığının tespitinin anayasal güvence altında olduğu vurgulanmıştır.
- Taşınmazın özelliklerine bağlı olarak gerçek değeri belirlemede objektif değer artışı gibi unsurların dikkate alınmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Bu unsurların tahdidî olarak sayılması mümkün değil ise de taşınmazın yola ve yerleşim yerine yakınlığı, ticari ve iş kapasitesi, deniz, göl, nehir gibi tabii güzelliklere uzaklığı, imarlı bölgelere yakınlığı gibi özellikler buna örnek gösterilebilecektir.
- Objektif değer artış oranının %38 olarak belirlendiği bilirkişi raporunun somut ve bilimsel tespitler içerdiğine işaret edilmiştir. Buna karşın ilk derece mahkemesince bu oranın %26’ya düşürülmesinin gerekçelendirilmemesini, yargılama sürecinin adil yürütülmediğine ve mülkiyet hakkının korunmasında gerekli usuli güvencelerin sağlanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
- Anayasa Mahkemesi, aynı zamanda bilirkişi raporlarının bağlayıcı olmadığını, hâkimin takdir yetkisi bulunduğunu ifade etmekle birlikte, bilirkişi raporlarının reddedilmesi durumunda bu red gerekçesinin açıkça ortaya konulmasının zorunlu olduğunun altını çizmiştir.
- Objektif değer artışı oranı gibi taşınmazın değerini doğrudan etkileyen unsurların, keyfî biçimde değiştirilmesi ve bu değişikliğin gerekçelendirilmemesi ölçüsüz müdahale kapsamında değerlendirilmiştir.
- Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE karar verilmiştir.
Karar’ın tem metnine buradan ulaşabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Zümbül Hukuk ve Danışmanlık
İnternet sitemizde bulunan her türlü bilgi ve belge Avukatlık Kanunu ve ilgili diğer mevzuat ile Türkiye Barolar Birliği’nin Avukatlık Meslek Kuralları dikkate alınarak Zümbül Hukuk ve Danışmanlık tarafından yalnızca genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, bu yayınlarda kesinlikle reklam ve/veya ticari amaç güdülmemiştir. İnternet sitemizdeki her türlü bilgi ve belge genel geçer nitelikte olup hiçbir suretle bu yayınların eksiksiz, doğru, güncel ve güvenilir olduğu garanti ve taahhüt edilmemektedir. İnternet sitemizde yer verilen yayınlardaki bilgilerle ilgili olarak bir avukata/uzmana danışmadan söz konusu bilgi ve belgelere dayanılarak hareket edilmemelidir. İnternet sitemizdeki yayınlarda yer verilen linkler kamuya açık kaynaklardan elde edilerek yalnızca ziyaretçilerin diğer bilgi ve belgelere ulaşmasını kolaylaştırmak amacıyla bulunmaktadır. Bu linkler hiçbir şekilde link verilen kişi, kurum ve kuruluşları tavsiye ve/veya onay anlamına gelmemektedir. İnternet sitemizdeki yayınlar hiçbir şekilde hukuki danışmanlık sunulması veya internet sitemize herhangi bir suretle ulaşan ziyaretçiler ile avukat-müvekkil ilişkisi oluşturulduğu anlamına gelmemektedir. İnternet sitemizdeki tüm içerikler Zümbül Hukuk ve Danışmanlık mülkiyetindedir ve hiçbir içerik yazılı izin alınmaksızın kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve atıf yapılmadan kullanılamaz.