Bultenler
Haftaya Dair Hukuki Gelişmeler
- İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz
Rekabet Kurumu (“Kurum”) tarafından İş gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz (“Kılavuz”) 03/12/2024 tarihinde Kurum’un resmi internet sitesinde yayımlanmıştır.
Kılavuz’a göre;
- Kılavuz’un amacı Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarını etkileyecek şekilde rekabetin engellenmesi bozulması veya kısıtlanmasına yol açan davranışların tespitinde ve denetlenmesinde söz konusu davranışların iş gücü piyasaları üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesine ilişkin temel ilkeleri ortaya koymak olarak belirtilmiştir.
- Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (“Kanun”)’un 4. maddesi ile belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacı taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemler yasaklanmaktadır.
- İş gücü, mal veya hizmet sunumu için girdi niteliği taşımakta olup rekabet parametrelerinden birisidir. En nitelikli iş gücüne en ucuz maliyetle ulaşmayı hedeflemekte olan teşebbüsler çalışanlarını bünyelerinde muhafaza etme veya ücretlerini baskılama eğiliminde olabilmektedirler. Bu nedenle iş gücü için rekabet halindeki teşebbüsler, çalışan hareketliliğin kısıtlanması ile ücretler ve diğer çalışma koşullarının tespitine ilişkin rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar yapabilmektedir.
- İşverenler arasında akdedilen çalışanların ücret ve diğer çalışma koşullarının tespit edilmesi amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran anlaşma ve uyumlu eylemler ile teşebbüs birliklerinin bu etkiyi doğuran anlaşma veya uyumlu eylemler ile teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri Kanun’un 4. maddesi hükmünün ihlali olarak değerlendirilmektedir.
- İş gücü piyasalarında teşebbüsler arası rekabeti kısıtlayıcı anlaşma türlerinden en çok ücret tespiti anlaşmaları ile birbirlerinin çalışanlarını istihdam etmemek konusunda uzlaştığı çalışan ayartmama anlaşmaları ile karşılaşılmaktadır.
- Ücret Tespit Anlaşmaları:
- Teşebbüslerin çalışanlarının; ücretleri, ücretlere ilişkin zam oranları, çalışma süreleri, yan hakları, tazminatları, izin hakları, rekabet etmeme yükümlülükleri gibi çalışma koşullarını birlikte belirledikleri anlaşmalardır.
- Rekabet Kurulu (“Kurul”) bu türden anlaşmaları piyasanın da çıktı tarafında ortaya çıkan fiyat tespiti anlaşmaları ile çerçevede değerlendirilecek olup ücret tespiti anlaşmaları kartel olarak kabul edilmektedir.
- Ücret tespiti anlaşmalarını teşebbüsler doğrudan ya da üçüncü bir taraf aracılığıyla yapabilecektir. Üçüncü tarafın anlaşmaya aracılık etmesi veya yapılmasını kolaylaştırması halinde üçüncü taraf somut olayın özelliklerine bağlı olarak ihlalin tarafı olarak kabul edilebilecektir.
- Çalışan Ayartmama Anlaşmaları:
- Bir teşebbüsün bir başka teşebbüsün çalışanlarına iş teklif etmemesine veya bu çalışanları işe almamasına ilişki olarak doğrudan veya dolaylı şekilde yapılan anlaşmalardır.
- Kapsam ve konusu farklı olan çeşitli çalışan ayartmama anlaşmalarından bahsedilebilecekse esas olan çalışan hareketliliğini kısıtlamaya yönelik rakipler arası bir anlaşmanın mevcut olup olmamasıdır.
- Çalışan ayartmama anlaşmaları sağlayıcı/müşteri paylaşımı anlaşmalarıyla aynı çerçevede değerlendirilecek olup kartel olarak kabul edilmektedir. Çalışan ayartmama anlaşmalarını teşebbüsler doğrudan ya da üçüncü bir taraf aracılığıyla yapabilecektir. Üçüncü tarafın anlaşmaya aracılık etmesi veya yapılmasını kolaylaştırması halinde üçüncü taraf somut olayın özelliklerine bağlı olarak ihlalin tarafı olarak kabul edilebilecektir.
- Bilgi Değişimi:
- Bilgi iş gücü ile doğrudan ya da dolaylı ilgisi bulunan her türlü veriyi; bilgi paylaşımı ise söz konusu veri tiplerinin teşebbüsler arasında değişimini ifade etmektedir. Bilgi değişimi tek taraflı veya çok taraflı olabilmesini mümkün olup doğrudan veya aracı kurum ve platformlar gibi üçüncü taraf bir mecra üzerinden gerçekleştirilebilecektir.
- İş gücü pazarında rekabete duyarlı bilgiler; ücrete ilişkin bilgiler veya çalışanların iş seçimlerine ya da genel iş iş gücü hareketliliğine etkisi açık olan diğer çalışma koşullarına ilişkin bilgilerdir. İş gücü pazarında rekabeti kısıtlama amacıyla yapılan her türlü bilgi değişiminin etkisine bakılmaksızın rekabeti kısıtladığı kabul edilecektir.
- Bilgi değişimi yalnızca iş gücü pazarında rakip olan teşebbüsler değil, Bilgi değişimi üçüncü taraf sıfatıyla bağımsız pazar araştırma kuruluşları ve özel istihdam büroları gerçekleştirilebileceği kabul edilmektedir.
- Aşağıdaki şartların tümünü sağlayan bilgi değişiminin ise kural olarak rekabeti sınırlayıcı etki doğurmayacağı kabul edilecektir;
-Bilgi değişimi bağımsız bir üçüncü tarafça yürütülmelidir,
-Veri kaynağının veya bireysel veri içeriğinin anlaşılması mümkün olmamalıdır,
-Bilgi değişimine konu bilgiler en az üç ay öncesine ilişkin olmalıdır
-Bilgiler en az on katılımcının verisini içermelidir,
-Hiçbir katılımcının verisi toplam veri içerisinde %25’ten fazla ağırlığa sahip olmamalıdır.
- Teşebbüsler arasında yapılan amacı ya da etkisi itibarıyla rekabete aykırı olmayan asıl anlaşmalara ilişkin iş gücüne yönelik kısıtlamaların yan sınırlama olup olmadığı değerlendirilmelidir. Değerlendirme kapsamında kısıtlamaların asıl anlaşmayla doğrudan ilgili, gerekli ve orantılı olup olmadığına bakılması gerekmektedir.
Kurum tarafından yayınlanan duyurunun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
Kılavuz’un tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Threads Uygulamasıyla İlgili Yürütülen Rekabet Soruşturması Sonuçlandı
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) 23.11.2023 tarihli ve 23-54/1031-M sayılı kararı uyarınca Meta Platforms, Inc.’in (“Meta”) kullanıma sunmuş olduğu Threads isimli uygulamayı, Instagram uygulamasıyla bağlamak ve Threads uygulaması ile Instagram uygulaması arasında birtakım verileri birleştirmek suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmediğinin tespiti amacıyla soruşturma başlatılmıştır.
Soruşturma dönemi devam ederken Meta tarafından sunulan taahhütler; rekabet sorunlarını gidermekte yeterli, kısa sürede yerine getirilebilir ve etkili şekilde uygulanabilir olması nedeniyle kabul edilmiştir. Taahhütler Meta bakımından bağlayıcı hale getirilerek 23.11.2024 tarihli ve 24-45/1053-450 sayılı Kurul kararı ile soruşturma sona erdirilmiştir.
Sunulan taahhüt metinleri gereğince;
- Threads uygulamasının Türkiye’de yeniden kullanıma sunulacağı tarihten itibaren hem mevcut durumda hesabı askıya alınmış kullanıcılar hem de yeni kullanıcılar Threads’i Instagram hesabı gerekmeksizin sadece Threads profili açarak kullanabileceklerdir.
- Kullanıcılar hesaplarını birleştirmeyi tercih etmedikçe Threads üzerinden elde edilen veriler Instagram ile birleştirilmeyecektir.
Söz konusu kararın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Hepsiburada Hakkında Yürütülen Soruşturma Sonuçlandırıldı
Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) 19.10.2023 tarihli ve 23-49/940-M sayılı kararı uyarınca, D-Market Elektronik Hizmetler ve Tic. AŞ (“Hepsiburada”) hakkında çok kategorili e-pazaryeri pazarında satıcıların kullanımına sunduğu otomatik fiyatlandırma mekanizmasının 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmediğinin tespitine yönelik soruşturma başlatılmıştır.
Soruşturma dönemi devam ederken Hepsiburada tarafından sunulan taahhütler; rekabet sorunlarını gidermekte yeterli, kısa sürede yerine getirilebilir ve etkili şekilde uygulanabilir olması nedeniyle Kurul tarafından kabul edilmiştir. Taahhütler Hepsiburada bakımından bağlayıcı hale getirilerek 03.10.2024 tarihli ve 24-40/951-410 sayılı Kurul kararı ile soruşturma sona erdirilmiştir.
Sunulan taahhüt metinleri gereğince Hepsiburada;
- Otomatik fiyatlandırma mekanizmasından “Buybox Fiyatına Eşitle” seçeneğini çıkaracak ve satıcılara sadece “Buybox Fiyatının Altında Kal” ve “Buybox Fiyatının Üstünde Kal” seçeneklerini sunacaktır.
- Satıcılar için otomatik fiyatlandırma mekanizmasının kullanımını zorunlu tutmamaya ve satıcılara zorunlu tutulma ile aynı sonuca varacak herhangi bir teşvik sunmamaya devam edecektir.
- Buybox kriterleri bakımından satıcılar tarafından otomatik fiyatlandırma mekanizmasının kullanımını algoritmanın işleyişinde bir kriter olarak dikkate almayacaktır.
- Taahhütlere uyumun izlenebilmesini temin etmek amacıyla gerekçeli kararın tebliğinden bir (1) yıl sonra başlamak üzere her yıl Kuruma rapor sunacaktır.
Söz konusu taahhütlerden otomatik fiyatlandırma mekanizmasından “Buybox Fiyatına Eşitle” seçeneğinin çıkarılması, kısa kararın tebliğinden itibaren iki (2) ay içinde; diğer taahhütler ise kısa kararla birlikte uygulamaya konulacak ve taahhütlerin tümü süresiz geçerli olacaktır.
Karar’ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında Yer Alan Karşılıklı Anlaşma Usulüne İlişkin Rehber Yayınlanmıştır
Gelir İdaresi Başkanlığı (“GİB”) tarafından Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında Yer Alan Karşılıklı Anlaşma Usulüne İlişkin Rehber (“Rehber”) 04/12/2024 tarihinde GİB’in resmi internet sitesinde yayımlanmıştır.
Rehber’e göre;
- Rehber’in amacı mükellefleri Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları’nda (“ÇVÖA”) yer alan Karşılıklı Anlaşma Usul (“KAU”) maddesi ve bu maddenin işleyişi hakkında bilgilendirmektir.
- ÇVÖA’ya taraf devlerin birinde mukim olanların, taraf devletlerden herhangi birinde veya ikisinde kendilerine yönelik yapılan işlemlerin, ÇVÖA hükümlerine uygun olmadığı hallerde mükellefler;
- Akit devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen çözüm yollarıyla bağlı kalmaksızın, mukim oldukları ya da ilgili ÇVÖA hükümlerine bağlı olarak diğer akit devletlerin yetkili makamlarına,
- Diğer akit devlette, uyruklukları nedeniyle bu diğer akit devletin vatandaşlarına göre daha aleyhte bir vergilendirmeye tabi tutulmaları durumunda ise vatandaşı oldukları devletin yetkili makamlarına
başvurma hakları bulunmaktadır.
- Yetkili makamlarca,
- ÇVÖA’larda açıkça tanımlanmamış veya tam anlaşılamayan bir terimin açıklığa kavuşturulması,
- ÇVÖA’larda açıkça tanımlanmamış veya tam anlaşılamayan bir terimin açıklığa kavuşturulması
amacıyla KAU süreci başlatılabilecektir.
- Başvuruda bulunabilecek kişiler; ÇVÖA’ya taraf olan devletlerden birinde mukim olan mükellefler ve durumları ÇVÖA’ların “Ayrım Yapılmaması” maddesine uygun düşenler mükelleflerdir.
- ÇVÖA’larda Türkiye yönünden yetkili makam Hazine Maliye Bakanı veya onun yetkili kıldığı kişileri ifade etmektedir. ÇVÖA kapsamında KAU’lar ise GİB tarafından yürütülmektedir.
- Gerçek veya tüzel kişilerin hangi devletin mukimi oldukları, diğer akit devlette ÇVÖA’nın “İşyeri” maddesi kapsamında bir işyeri oluşup oluşmadığı, diğer akit devlette ifa edilen hizmetlerden elde edilen gelirin ücret maddesi kapsamında olup olmadığına ilişkin konular KAU’ya ilişkin madde kapsamında mükelleflerin ÇVÖA’ya aykırı olarak vergilendirildiklerini iddia ettikleri durumlara örnektir.
- ÇVÖA’da başvuru için süre bulunmadığı veya iç mevzuat hükümlerine atıf yapıldığı durumlarda başvurunun ÇVÖA hükümlerine aykırı olduğu iddia edilen bir vergilendirme işleminden mükellefin ilk haberdar olduğu tarihten itibaren üç (3) yıl içinde yapılması esastır.
- KAU sonucunda yetkili makamların varmış olduğu mutabakat mükellefleri bağlayıcı nitelikte değildir. Mükellef teklifi makamların üzerinde mutabık kaldıkları sonucu kabul edebileceği gibi mukimi olduğu akit devletin iç mevzuatında yer alan çözüm yollarına da başvurabilecektir.
- KAU başvurusu, başvuru konusu vergi ve cezalar için VUK’da yer alan zamanaşımı sürelerini durdurmakla beraber zamanaşımını kesmeyecektir.
- KAU başvurusu, vergi mahkemesinde dava açmaya engel olmamaktadır.
- Mükellef başvurusu öncesinde, sonrasında veya eşzamanlı olarak uzlaşma talebinde bulunabilecektir. Bu halde başvuru neticelendirilene kadar uzlaşma ertelenecektir.
Rehber’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Sermaye Piyasası Kurulu Kararı ile Açığa Satış Yasağı Sınırlı Olarak Kaldırılmıştır
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (“SPK”, “Kurul”), 05/12/2024 tarihli ve 62/1863 sayılı Kararı (“Karar”) 05/12/2024 tarihli ve 2024/55 sayılı Sermaye Piyasası Kurulu Bülteni’nde yayınlanmıştır.
Karar ile getirilen değişiklikler özetle şu şekildedir:
- SPK’nın 06/02/2023 tarihli kararı ile Borsa İstanbul A.Ş. pay piyasalarında getirilen açığa satış yasağının 02/01/2025 tarihinden itibaren, Borsa İstanbul A.Ş. tarafından ilan edilen BIST 50 endeksinde yer alan pay piyasaları ile sınırlı olarak kaldırılmıştır.
- Açığa satış yasağı kaldırılan pay piyasalarında gerçekleştirilecek işlemlerde, gün içinde sahip olunmadan satılan ve aynı gün içinde kapatılan pozisyonlara ilişkin olarak açığa satış tuşuna basılması zorunlu olacaktır.
Karar’ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Bankalar ile Finansal Kiralama Faktöring Finansman Tasarruf Finansmanı ve Varlık Yönetim Şirketlerinin 2025 Yılında Enflasyon Muhasebesi Uygulamamasına Karar Verilmiştir
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (“BDDK”) tarafından 05.12.2024 tarihli ve 11021 sayılı Kararı (“Karar) uyarınca bankalar ile finansal kiralama, faktöring, finansman, tasarruf finansman ve varlık yönetim şirketlerinin 2025 yılında enflasyon muhasebesi uygulamamasına karar verilmiştir.
Karar’ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Mücbir Sebep İlan Edilen Yerlerde Belirlenen Teminat Verme Süreleri Hakkında Sirküler Yayınlanmıştır
Gelir İdaresi Başkanlığı (“GİB”) tarafından hazırlanan Mücbir Sebep İlan Edilen Yerlerde Belirlenen Teminat Verme Süreleri Hakkında Sirküler (“Sirküler”) 02/12/2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Sirküler’e göre;
- Deprem nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 13. maddesi kapsamında değerlendirilerek mücbir sebep hali ilan edilen Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ilinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki mücbir sebep hali 30/11/2024 tarihinde sona ermiştir.
- Söz konusu dönemlere ilişkin yıllık beyannamelerin verilmesi için son gün 31/01/2025 olarak belirlenmiştir.
- Mücbir sebep kapsamında değerlendirilen belirli mükelleflerin, 2024 yılında vermesi gereken teminatları, en geç 28/02/2025 (bu tarih dahil) tarihine kadar bağlı bulundukları vergi dairelerine iletmeleri gerekmektedir.
Sirküler’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Alacağın Enflasyon Karşısında Değer Kaybına Uğraması Nedeniyle Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (“AYM”), alacağın enflasyon karşısında değer kaybına uğraması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edilmesine ilişkin 2020/19618 başvuru numaralı ve 18/09/2024 tarihli “Müşerref Sedef Başvurusu” isimli kararı (“Karar”), 03/12/2024 tarihli ve 32741 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanmıştır.
Karar’a göre;
Başvuru, alacağın enflasyon karşısında değer kaybına uğraması nedeniyle mülkiyet hakkının, diğer şikayetler nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
AYM tarafından,
- Kamu makamlarının para borçlarını makul olmayan bir gecikme ile ödedikleri durumlarda para alacağında meydana gelen değer aşınmalarının başvurucular üzerinde şahsi olarak aşın bir yük oluşturması hâlinde müdahale ölçülü olmadığından mülkiyet halkının ihlalinin söz konusu olduğu,
Sonradan ödenen aylıkların faizsiz olarak ödenmesinin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği ve başvurucunun mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yaran amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu,
- Somut olayda mahkemenin başvurucunun maaş alacağının doğduğu tarihlerden dava tarihine kadar geçen süre için başvurucuya herhangi bir faiz ödenmesine ilişkin hüküm kurulmadığı, maaş alacağının doğduğu tarihlerden dava tarihine kadar geçen süre dikkate alındığında alacaktaki değer kaybını giderebilecek herhangi bir faiz ödemesi yapılmaması başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı külfet yüklediği,
Belirtilerek Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE karar verilmiştir.
Karar’ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Gerekçesi Açıklanmayan Kararın Tefhim Tarihinden İtibaren Başlatılan İstinaf Süresinin Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Ettiğine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (“AYM”), istinaf başvuru süresinin, gerekçesi açıklanmayan kararın tefhim edildiği tarihten başlatılarak istinaf talebinin süre aşımından reddedilmesine ilişkin 2020/28399 başvuru numaralı ve 12/06/2024 tarihli “Güçlü Enerji Üretim Organizasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi Başvurusu” isimli kararı (“Karar”), 03/12/2024 tarihli ve 32742 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanmıştır.
Karar’a göre;
- Başvuru, istinaf başvuru süresinin, gerekçesi açıklanmayan kararın tefhim edildiği tarihten başlatılarak istinaf talebinin süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
AYM tarafından;
- Rüstem Gül kararına atıf yapılmış olup gerekçesi açıklanmamış bir hükmün tefhim edilmiş bir sayılmayacağını, gerekçeli karar tebliğ ya da tefhim edilmeden kanun yoluna başvurma süresinin başlamayacağı,
- Başvurucunun, kısa kararla birlikte kararın gerekçesini öğrenememesi ve gerekçesini bilmeden kısa kararın tefhiminden itibaren istinaf kanun yoluna başvurmasının beklenmesi, başvurucuya ağır bir külfet yüklemiş olduğu,
- İstinaf başvuru süresinin kararının gerekçesi açıklanmadan tefhim tarihinden itibaren başlatılması öngörülmez nitelikte olup başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin meşru amaçla orantısız olduğu, müdahalenin ölçülü olmadığı,
- Yargılama sürecinin uzun sürmesine ilişkin iddiası bakımından, uyuşmazlığı karara bağlayacak işletilmeye başlandığı ve yargılamanın sona erme tarihini dikkate alarak yaklaşık 1 yıl 7 ay sürdüğü tespit edilen iki dereceli yargılamanın süresinin makul olduğu,
belirtilerek Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE ve makul sürede yargılanma hakkının ise İHLAL EDİLMEDİĞİNE karar verilmiştir.
Karar’ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmıştır
Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu (“TİTCK”, “Kurum”) tarafından Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (“Yönetmelik”) 03/12/2024 tarihli ve 32741 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Yönetmelik ile getirilen düzenlemeler özetle şu şekildedir:
- Bir beşeri tıbbi ürünün ruhsatlandırılması sürecinde ürünün dosyasında değişikliği zorunlu kılan ve başvuru sahibinin talebine istinaden TİTCK tarafından değerlendirildiğinde zorunlu olduğu kabul edilen değişikliği içeren başvuru zorunlu hal başvurusunu ifade etmektedir.
- Ruhsatlandırma başvuruları başvuru sahipleri tarafından yıl boyunca yapılabilecek olup ruhsatlandırma süreci ise TİTCK ruhsatlandırma kapasitesi göz önünde bulundurularak sadece Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım aylarında ilgili kılavuz doğrultusunda başlatılabilecektir.
- TİTCK tarafından yapılan ilk ön inceleme değerlendirmesine ilişkin eksikler tamamlanarak süresi içinde ikinci başvurunun yapılmadığı,
- Ruhsatlandırma sürecinin bitmiş olduğunun başvuru sahibine resmî olarak bildirildiği tarihten sonraki altmış gün içinde ruhsat bedelinin ödenmediği,
- Kurum tarafından talep edilen bilgi ve belgelerin, bilgi veya belgelerin sunulmadığına ilişkin gerekli açıklamanın en geç otuz (30) gün içinde Kurum’a sunulmadığı,
hallerde başvuru usulden iptal edilecektir.
- Kurum’a sunulacak bilgi ve belgelerin güncel bilimsel gereklilikler yönünden uygun bulunması ve anılan bilgi ve belgeler için sunulan tarih bilgisinin üç (3) yılı aşmaması gerekmektedir.
- Bir beşeri tıbbi ürünün ruhsatlandırılması için Kurum’a yapılan başvurunun değerlendirilmesi sürecinin belirtilen her bir durumu için başvuru sahibine en fazla beş cevap hakkı (iki cevap hakkı sözlü olarak kullanılabilecektir) tanınacaktır.
- Talep olması halinde; ruhsatı devreden ve devralan firmaların yazılı ve noter tasdikli mutabakatı koşulu ile yeni ruhsatın düzenlendiği tarihten bir (1) yıl süre ile eski barkodlu ürünlerin üretilmesine ve sadece devralan firma tarafından piyasaya sunulmasına izin verilecektir.
- Ruhsat yenileme işlemi yapılmamış beşeri tıbbi ürünler için devir işlemi tesis edilmeyecektir.
- Kurum Bakanlık tarafından sağlık hizmetinin sürdürülebilirliğini temin etmek amacıyla ruhsat sahibinin talebi üzerine münferit durumlarla sınırlı olması, ilgili durumun ürün güvenliliğine halel getirmemesi ve Öncelik Değerlendirme Kurulu tarafından uygun görülmesi kaydıyla ruhsatlı bir beşeri tıbbi ürünün sınırlı bir süre için sınırlı miktarda piyasaya arzına izin verebilecektir.
- Avrupa Birliğinde yer alan ülkelerden herhangi birinde üretilen ve hali hazırda Avrupa Birliği üyesi ülkelerde piyasada bulunan alerjen ürünler, gereklilikleri karşılanması kaydıyla 1/1/2026 tarihine kadar piyasaya arz edilebilecektir.
- Geçici izin verilen ürünlerin 1/1/2026 tarihine kadar tüm modüller ile başvurunun tamamlanması ve söz konusu ürünlerin ruhsatlandırılması gerekecektir.
- 1/3/2024 tarihi itibarıyla ruhsatlandırma süreci devam eden ve hâlihazırda ruhsata esas analiz sonucu uygun bulunmayan beşeri tıbbi ürünlerin ruhsatlandırma süreçleri, analiz uygunluğu bulunmadan tamamlanamayacaktır. Beşeri tıbbi ürünün kalitatif veya kantitatif formül uygunsuzluğunun veya beşeri tıbbi ürüne ait beyan edilen spesifikasyonların kabul edilebilir limitlerin dışında olduğunun tespit edilmesi durumlarında ruhsat başvurusu reddedilecektir.
- Geleneksel bitkisel tıbbi ürün sınıfından beşeri tıbbi ürün sınıfına geçen ürünler için, geçiş kararının resmî olarak başvuru sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir (1) yıl içerisinde ruhsat başvurusunun yapılması ve ruhsat başvurusunun beş yıl içinde tamamlanması zorunlu olacaktır. Bu süre zarfında ruhsat başvurusunda bulunmayan ve ruhsat alamayan ürünlerin geleneksel bitkisel tıbbi ürün ruhsatları geçersiz olacaktır.
Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmıştır
Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu (“TİTCK”, “Kurum”) tarafından Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(“Yönetmelik”) 03/12/2024 tarihli ve 32741 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Yönetmelik ile getirilen düzenlemeler özetle şu şekildedir:
- Kurum tarafından
- Kurum tarafından yapılan ilk ön inceleme değerlendirmesine ilişkin eksikler tamamlanarak süresi içinde ikinci başvurunun yapılmadığı,
- Ruhsatlandırma sürecinin bitmiş olduğunun başvuru sahibine resmî olarak bildirildiği tarihten sonraki altmış (60) gün içinde ruhsat bedelinin ödenmediği,
- Kurum tarafından talep edilen bilgi ve belgelerin, bilgi veya belgelerin sunulmadığına ilişkin gerekli açıklamanın en geç otuz (30) gün içinde Kurum’a sunulmadığı,
Durumlarda başvuru usulden reddedilerek iptal edilecektir.
- Kurum’a sunulacak bilgi ve belgelerin Kurum tarafından güncel bilimsel gereklilikler yönünden uygun bulunması ve tarih bilgisinin toplam üç (3) yılı aşmaması gerekecektir.
- Bir geleneksel bitkisel tıbbi ürünün ruhsatlandırılması için Kuruma yapılan başvurunun değerlendirilmesi sürecinin belirtilen her bir durumu için etkililik, kalite ve güvenlilik değerlendirme sürecinde başvuru sahibine en fazla beş yazılı cevap hakkı tanınacaktır.
- Kurum, ilgili geleneksel bitkisel tıbbi ürünün farmasötik ve klinik öncesi testler, klinik araştırmalar, risk yönetim sistemi ve farmakovijilans sistemine ilişkin ticari olarak gizli nitelikteki bilgileri içermeyen bir halka açık değerlendirme raporu düzenleyebilecektir.
- Ruhsatın yenilenmesine ilişkin değerlendirme, verildiği tarihten beş (5) yıl sonra Kurum tarafından yarar/risk dengesi dikkate alınarak yapılacaktır.
- Ruhsat bir kez yenilendikten sonra Kurum farmakovijilans ile ilgili nedenlerle ek bir beş yıllık yenileme değerlendirmesi yapılmasına karar vermediği sürece ruhsat süresiz olarak geçerli olacaktır.
- Yurt dışı ilaç listesinde yer alan veya tedarik edilememesi nedeniyle halk sağlığı riski oluşturacak geleneksel bitkisel tıbbi ürünler için Kurum belirli hususlara ilişkin ruhsat askı süresini uzatabilecektir.
- Kurum, Bakanlık tarafından sağlık hizmetinin sürdürülebilirliğini temin etmek amacıyla ruhsat sahibinin talebi üzerine münferit durumlarla sınırlı olması, ilgili durumun ürün güvenliliğine halel getirmemesi ve Öncelik Değerlendirme Kurulu tarafından uygun görülmesi kaydıyla ruhsatlı bir geleneksel bitkisel tıbbi ürünün sınırlı bir süre için sınırlı miktarda piyasaya arzına izin verebilecektir.
- Ruhsatlandırma süreci başlamış ve ruhsata esas analiz işlemleri hâlihazırda devam eden ya da ruhsata esas analiz sonucu uygun bulunmayan geleneksel bitkisel tıbbi ürünlerin ruhsatlandırma süreçleri, analiz uygunluğu bulunmadan tamamlanamayacaktır.
- Analiz basamakları tamamlandığı halde, geleneksel bitkisel tıbbi ürünün kalitatif veya kantitatif formül uygunsuzluğunun veya geleneksel bitkisel tıbbi ürüne ait beyan edilen spesifikasyonların kabul edilebilir limitlerin dışında olduğunun tespit edilmesi durumlarında ruhsat başvurusu reddededilecektir.
Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Homeopatik Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmıştır
Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu ( “Kurum”) tarafından Geleneksel Homeopatik Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (“Yönetmelik”) 03/12/2024 tarihli ve 32741 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Yönetmelik ile getirilen düzenlemeler özetle şu şekildedir:
- Yönetmelik’in endüstriyel olarak hazırlanmış, geleneksel veya endüstriyel proses içeren bir yöntemle üretilmiş olan homeopatik tıbbi ürünler ile bunlar için ruhsat başvurusunda bulunan veya ruhsat verilmiş olan gerçek kişileri ve ticaret şirketlerini kapsadığı belirtilmiştir.
- Kurum tarafından;
- Kurum tarafından yapılan ilk ön inceleme değerlendirmesine ilişkin eksikler tamamlanarak süresi içinde ikinci başvurunun yapılmadığı,
- Ruhsatlandırma sürecinin bitmiş olduğunun başvuru sahibine resmî olarak bildirildiği tarihten sonraki altmış (60) gün içinde ruhsat bedelinin ödenmediği,
- Kurum tarafından talep edilen bilgi ve belgelerin, bilgi veya belgelerin sunulmadığına ilişkin gerekli açıklamanın en geç otuz (30) gün içinde Kurum’a sunulmadığı,
durumlarda başvuru usulden reddedilerek iptal edilecektir.
- Kurum’a sunulacak bilgi ve belgelerin Kurum tarafından güncel bilimsel gereklilikler yönünden uygun bulunması ve tarih bilgisinin toplam üç (3) yılı aşmaması gerekecektir.
- Kurum, ön değerlendirme sırasında ruhsat başvurusunu, ruhsatlandırma kriterlerine göre inceler ve başvurunun kabul edildiğini veya reddedildiğini başvuru sahibine resmî olarak bildirecektir. Değerlendirmesi tamamlanarak kabul edilen eksiksiz ruhsat başvuruları için ruhsatlandırma sürecinin başladığı Kurum tarafından ruhsat sahibine ayrıca bildirilip bildirimin tarihi ruhsatlandırma süreci başlangıç tarihi olarak kabul edilecek olup ruhsatlandırma süreci sonraki iki yüz on gün (210) içinde sonuçlandırılacaktır.
- Bir homeopatik tıbbi ürünün ruhsatlandırılması için Kuruma yapılan başvurunun değerlendirilmesi sürecinin aşağıda belirtilen her bir durumu için etkililik, kalite ve güvenlilik değerlendirme sürecinde başvuru sahibine en fazla beş yazılı cevap hakkı tanınacaktır.
- Değerlendirme süreci sonunda ürünün;
- Normal kullanım şartlarında, potansiyel riskinin tedavinin yararlı etkisinden fazla olduğu,
- Terapötik etkisinin yetersiz olduğunun veya terapötik etkisinin yeterli şekilde kanıtlanamadığının,
- Geçerli olduğu durumlarda biyoyaralanımının yetersizliğinin veya uygunsuzluğu,
- Kalitatif ve kantitatif formülün veya ürünün kalitesine ilişkin verilerin yetersizliğinin veya uygunsuzluğunun ve homeopatik kurallar çerçevesinde potentizasyon seviyesi de dâhil olmak üzere açıklanamadığı,
Hallerinden birinin tespit edilmesi durumlarında ruhsat başvurusu esastan reddedilecektir.
- Ruhsat başvurusunun esastan reddi hâlinde karar gerekçeli olarak başvuru sahibine bildirilecektir. Başvuru sahibi karara karşı bildirim veya ilan tarihinden itibaren kırk beş (45) gün içinde Kuruma itiraz etme hakkı bulunmaktadır.
- Kurum, Bakanlık tarafından sağlık hizmetinin sürdürülebilirliğini temin etmek amacıyla ruhsat sahibinin talebi üzerine münferit durumlarla sınırlı olması, ilgili durumun ürün güvenliliğine halel getirmemesi ve Öncelik Değerlendirme Kurulu tarafından uygun görülmesi kaydıyla homeopatik tıbbi ürünün sınırlı bir süre için sınırlı miktarda piyasaya arzına izin verebilecektir.
Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Yapı Kayıt Belgelerinde Yapının Dayanaklılığı Hususunun Malikin Sorumluluğunda Olmasının Anayasa’ya Aykırı Olduğuna İlişkin Anayasa Mahkemesi
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (“AYM”), 3194 sayılı İmar Kanunu’nda (“Kanun”) yer alan yapı kayıt belgelerinde yapının dayanaklılığı hususunun malikin sorumluluğunda olmasına ilişkin 2063/74 E. numaralı ve 23/07/2024 tarihli kararı (“Karar”), 03/12/2024 tarihli ve 32741 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Karar’a göre;
- Danıştay 6. Dairesi tarafından;
- Devletin sağlıklı ve dengeli çevrenin oluşturulması bakımından pozitif yükümlülüğünün bulunduğu,
- Yapı kayıt belgesi verilen yapıların can ve mal güvenliğini temin eden belirli bir standartta yapılıp yapılmadığına yönelik denetim yükümlülüğü getiren yasal düzenleme bulunmadığı,
- Depreme dayanıklılık konusunda sorumluluğun yapı malikine bırakıldığı
Sebeplerinin devletin pozitif yükümlükleriyle bağdaşmadığı ve Anayasa’nın 5., 1., 47., 56. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
- 3194 sayılı İmar Kanunu’nun itiraz konusu kuralında yer aldığı geçici 16. maddesinde ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınmasına ve imar barışının sağlanmasına yönelik usul ve esaslar düzenlenmiştir.
- Söz konusu madde 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılardan gerekli şartları sağlayanlara yapı kayıt belgesi verilmesini, belgeye konu yapının ve arsanın mülkiyet durumunun, yapı sınıf ve grubunun ve diğer hususların yapı kayıt sistemine, yapı sahibinin beyanına göre kaydedilmesini öngörmektedir.
- Kuralda imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının depreme dayanıklılığı hususunun malikin sorumluluğu olduğu ifade edilerek ilgililerin, idarenin yapı denetimi görevini ifa etmemesinden doğan zararlarından devletin sorumlu olmayacağı hüküm altına alınmaktadır.
- Yapı kayıt belgesi verilen yapıların, insan yaşamı açısından tehlike arz edip etmediğinin ve depreme dayanıklılığının denetlenmesi yükümlülüğünün idare tarafından yerine getirilmediğinde idarenin bundan sorumluluğunun doğmaması idarenin Anayasal yükümlülüklerinin kanunla ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.
- İdarenin gözetim ve denetim yükümlülüğünün devam ettiği bir konuda idare aleyhine tazminata hükmedilmesinin önlenmesinin Anayasa’nın 40. maddesiyle güvence altına alınan etkili başvuru hakkının gerekleriyle uyumlu olmadığı sonucuna varılmıştır. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkıyla bağdaşmamaktadır.
- Açıklanan bu nedenlerle kural, Anayasa’nın 17. ve 40. maddelerine aykırı olup iptali gerekmektedir.
- Kural Anayasa’nın 17. ve 40. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın 5. ve 6. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
Karar’ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- İşçilik Alacaklarına İlişkin Davanın Islah ile Artırılan Kısmının Herhangi Bir Dayanak Gösterilmeksizin Zamanaşımı Gerekçesiyle Reddedilmesinin Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Ettiğine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (“AYM”), işçilik alacaklarına ilişkin davanın ıslah ile artırılan kısmının herhangi bir dayanak gösterilmeksizin zamanaşımı gerekçesiyle reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğine ilişkin ilişkin 2019/22031 başvuru numaralı ve 10/07/2024 tarihli “Hüseyin Berat Şengül Başvurusu” isimli kararı (“Karar”), 03/12/2024 tarihli ve 32741 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanmıştır.
Karar’a göre;
- Başvuru, işçilik alacaklarına ilişkin davanın ıslah ile artırılan kısmının herhangi bir dayanak gösterilmeksizin zamanaşımı gerekçesi ile reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
AYM tarafından;
- Mahkemeye erişim hakkı bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına geldiği,
- Yargıtay’ın kararında başvurucunun ıslah ettiği alacak kalemlerinden yıllık izin, fazla mesai ve anlaşma alacağı kalemlerinin neden zamanaşımına uğradığı anlaşılamadığı, u bağlamda bireysel başvuruya konu yapılan, anılan alacaklar için zamanaşımı süresinin hangi tarihten itibaren başladığı ve sürenin ne zaman dolduğu, iş sözleşmesinin fesih tarihinin bu süreye etkisinin bulunup bulunmadığı, açılan davanın niteliğinin ve dava tarihi ile artırım dilekçesinin verildiği tarihin söz konusu zamanaşımı süresine etkisinin olup olmadığı hususlarında başvuruya konu kararda herhangi bir değerlendirmeye, açıklamaya yer verilmediği veya bu hususların tartışıldığı içtihadi bir karara atıf yapılmadığı,
- Başvurucunun açtığı davada bilirkişi raporunun hemen ardından artırdığı alacak talebinin açık ve yeterli bir dayanak gösterilmeden zamanaşımı gerekçesiyle reddedilmesinin başvurucuya şahsi olarak aşın bir külfet yüklediği, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfet hedeflenen meşru amaçla karşılatıldığında külfetin orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü̈ olmadığı,
belirtilerek Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE karar verilmiştir.
Karar’ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Araçların Satış, Devir ve Tescil Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmıştır
Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı (“Bakanlık”) tarafından hazırlanan, Araçların Satış, Devir ve Tescil Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (“Yönetmelik”) 04/12/2024 tarihli ve 32742 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Yönetmelik ile getirilen düzenlemeler özetle şu şekildedir:
- Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından tescil edilecek araçlar tescile tabi motorlu araçlara takılarak kullanılacak yapıda ve römork ve yarı römorkların tescilleri noterler tarafından yapılacak olup araç tescil belgesi ve plaka basım talep belgesi verilecektir.
- Kaybedilen bir tescil plakasının yeniden basımı için plaka basım talep belgesi oluşturulması, iletişim bilgilerinin güncellenmesi ve araca ait özet tescil bilgileri raporu oluşturulması işlemleri e-Devlet üzerinden yapılabilecektir.
- Çekici araçlar ile römork ve yarı römorklar ayrı ayrı tescil edilecektir. Traktör römorkları ise ayrı olarak tescil edilmeyip, başvuru halinde sahiplik ve teknik belgesindeki gerekli bilgiler, çekecek traktörün tescil belgesinin ilgili bölümüne işlenecektir.
- Engellilere ait araçların tescili, araç sahibinin engellilik derecesini gösterir sağlık raporu, ilgili vergi dairesi müdürlüğü tarafından düzenlenen özel tüketim vergisi istisnası uygulandığına dair özel tüketim vergisi ödeme belgesi ve araçların tescili için gerekli diğer belgeler esas alınarak yapılacaktır.
- Özel tertibatlı araçların, engelliler tarafından bizzat kullanılmak amacıyla özel tüketim vergisinden müstesna olarak yurt içinden ilk iktisabında, tescil kayıtlarına “İlk iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçmedikçe özel tüketim vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde sözleşme ile devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır.” şeklinde şerh işlenecektir.
- Herhangi bir engeli bulunmayan kişilerin kullanımına uygun olarak imal edilmiş olan aracın teknik donanımlarında hiçbir değişiklik yapılmamışsa bu şerhin yanı sıra “Araç sahibinin eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından da kullanılabilir.” şerhi işlenecektir.
- Yabancı gerçek ve tüzel kişiler tarafından yurt içinden satın alınan veya yurt dışından getirilen araçların tescili noterler tarafından yapılacaktır. Tescil kayıtlarına;
- Yurt içinden alınan araçlara “Araç sahibi, eşi ve çocukları veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen sürücüden başkası kullanamaz.” şeklinde,
- Yurt dışından getirilen araçlara “Araç sahibi, eşi ve çocukları veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen sürücüden başkası kullanamaz.” şeklinde,
- c) Yabancı tüzel kişiler adına tescil edilecek araçların tescil kayıtlarına, “Araç sahibi tarafından belirlenen en fazla altı kişi tarafından kullanılabilir.” şeklinde
şerh işlenecektir.
- Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış veya devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, vergi cezası ve trafik idari para cezası, geçiş ücreti borcu ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmadığının ve trafikten çekilmiş veya çekilecek araçlar hariç olmak üzere aracın geçerli muayenesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunduğunun tespit edilmesi halinde noterler tarafından yapılacaktır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devir işlemleri geçersiz olacaktır.
- Motorsuz taşıtların tescili gerekli görülmesi halinde belediyelerce tescili yapılacaktır. Belediyelerce tescili zorunlu kılınan araçların belge ve plaka alınmadan trafiğe çıkması yasaklanacaktır.
- Bir yerden diğer bir yere götürülme, prototip veya yol testi, gösteri yapılması gibi nedenlerle geçici olarak trafiğe çıkarılacak araçlar ile ithal ve ihraç edilen araçlara noterler tarafından geçici trafik belgesi verilecektir. Geçici trafik belgelerinin, süresi geçirilerek veya başka araçlarda kullanılması halinde belge ve plakalar geri alınıp araçlar trafikten men edilecektir.
- İlk defa tescili yapılan her araca, araç sahibinin tescile esas adresinin bulunduğu yerdeki il kodu, harf ve rakam grubunu içeren bir tescil plakası tahsis edilir. Plaka değişikliğinin talep edilebileceği durumlar saklı kalmak üzere, tescil edilmiş araçlarda satış ve devir sonrası aracın mevcut plakası yeni araç sahibine devredilecektir.
- Kullanılamaz duruma gelen araçlar, sahiplerinin, vekillerinin veya tüzel kişilerce yetkilendirilen kişilerin başvurusu üzerine muayeneye tabi tutulmadan noterler veya Emniyet Genel Müdürlüğü trafik tescil kuruluşları tarafından hurdaya çıkarılacaktır.
- Bu Yönetmelik’in yürürlüğe girdiği tarihten önce üzerinde engellilere mahsus işaret bulunan tescil plakaları, araç sahiplerinin talepleri halinde, üzerinde engellilere mahsus işaret bulunmayan tescil plakaları ile değiştirilecektir.
Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Hususiyetlerine Göre Araçlarda Bulundurulacak Teçhizatlara İlişkin Değişiklik Yapılmıştır
İçişleri Bakanlığı (“Bakanlık”) tarafından Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik (“Yönetmelik”) 29/11/2024 tarihli ve 32737 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Yönetmelik ile getirilen düzenleme özetle şu şekildedir:
- Taksi ve taksi dolmuş cinsi taşıtlar için öngörülen araç takip sistemi ve acil durum butonu teçhizatı bulundurulması şartı ihtiyaç halinde 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında faaliyet gösteren taşıtların tamamında veya belirlenenlerinde ulaşım koordinasyon merkezleri/il trafik komisyonları tarafından zorunlu tutulabilecektir. İçişleri Bakanlığı ülke genelinde uygulanmak üzere buna ilişkin karar alabilecektir
- Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmeliği ile belirlenen şartlara uygun araç takip, kamera sistemi, görüntü kayıt cihazı ve acil durum butonu teçhizatının montajı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca görevlendirilen kurumlarca düzenlenen belge ile yapılacaktır. Bu belge, taşıtın tescil kayıtlarına işlenir ve denetim sırasında araçta muhafaza edilerek ibraz edilecektir.
- Araç takip ve kamera sistemi, görüntü kayıt cihazı ve acil durum butonu teçhizatı bulundurma şartı kapsamda yer alan taşıtlar için 01/03/2025 tarihinden sonraki ilk muayeneye kadar uygulanmayacaktır.
- 01/01/2018 tarihinden 1/3/2025 tarihine kadar okul servis aracı olarak imal edilen ve imalatında kamera ve kayıt cihazı bulunan okul servis araçları için imal tarihinde yürürlükte olan ilgili mevzuatındaki şartlar aranacaktır.
- Hususiyetlerine göre araçlarda bulundurulması gerekli teçhizat kısmına Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında ticari olarak yolcu taşımada kullanılan M2 ve M3 sınıf taşıtlar, Belediyeler veya Belediyeler tarafından yetkilendirilen toplu taşıma taşıtları ile taksi ve taksi dolmuşlar için kamera sistemi ile görüntü kayıt cihazı eklenmiş olup taksi ve taksi dolmuşlar bakımından araç takip sistemi ile acil durum butonu eklenmiştir.
Yönetmelik Resmî Gazete ’de yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
- Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik (Shy-Yolcu)’te Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik Yayınlanmıştır
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik (Shy-Yolcu)’te Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik (“Yönetmelik”) 10.12.2024 tarihli ve 32748 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanmıştır.
Yönetmelik ile getirilen düzenlemeler özetle şu şekildedir:
- Uçuşların teknik ve operasyonel nedenlerle tehir edilmesi ve yolcunun planlanan son varış yerine 3 saat ve daha fazla sürede ulaştırılması halinde, uçuşu gerçekleştiren hava taşıma işletmesi aşağıda belirtilen tutarlarda tazminat ödemekle yükümlü kılınmıştır:
- İç hat uçuşlarda yolculara 100 Avro tazminat ödenecektir.
- Dış hat uçuşlarda ise yolculara;
- 1500 kilometre veya daha kısa tüm uçuşlar için 250 Avro,
- 1500 ile 3500 kilometre arası uçuşlar için 400 Avro,
- 3500 kilometreden daha uzun uçuşlar için 600 Avro,
tazminat ödenecektir.
- Tazminat alacaklarının Türk Lirası cinsinden karşılığı hesaplanırken, tazminatın ödendiği güne ait Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuru esas alınacaktır.
Yönetmelik Resmî Gazete ’de yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik’in tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.