AVRUPA ADALET DİVANININ KARARIYLA FACEBOOK ARTIK GLOBAL OLARAK İÇERİK SİLMEYE ZORLANABİLECEK!

4 Ekim 2019

Avrupa Adalet Divanı, 3.10.2019’da verdiği Kararla, içeriğin küçük düşürücü veya yasadışı olduğu tespit edildiğinde, Facebook'un Avrupa Birliği’nin 28 üyeli bloğundaki bir ulusal mahkeme tarafından küresel olarak içeriği kaldırmaya zorlanabileceği değerlendirmesinde bulunmuştur.

Verilen kararla, kendi hukuklarına aykırı bir içerik hakkında dünya çapında karar verilebilmesinin mümkün olup olmadığının her bir Avrupa Birliği üyesi ülkenin kendi iç hukuklarında kararlaştırılabileceğine hükmedilmiştir.  Bu durumda artık AB Hukuku düzleminde hukuka aykırı olan bir içerik, global olarak erişimden kaldırılabilecektir.

Adalet Divanının bu kararına esas olan dava Avusturyalı politikacı Eva Glawischnig-Piesczek’in kendisine yönelik yapılan “rezil hain”(lousy traitor), “yozlaşmış budala”(corrupted oaf) ve “faşist bir parti üyesi” (member of a fascist part) ibarelerini içeren yorumların kaldırılmasına yönelik Facebook’a açtığı dava olmuştur.

Avusturya Mahkemesinin bu yorumların hakaret niteliğinde olduğuna karar vermesiyle, Eva Glawischnig-Piesczek, bu ve eşdeğer nitelikteki yorumların sadece ülke olarak değil dünya çapında Facebook’tan kaldırılmasını talep etmiştir. Bahsedildiği gibi, Adalet Divanı bunun mümkün olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur.

Bu kararla, AB Hukuku, internet üzerine karar vermeye etkili bir ölçüte dönüştürülmüştür ve böylelikle Facebook gibi büyük internet platformlarına daha büyük sorumluluklar yüklenmiştir.

Facebook, ilgili kararın bir ülkenin diğer bir ülkenin iç hukukuna karışamamaması” ilkesini tehlikeye attığını, ifade özgürlüğüne gölge düşürdüğünü ve internet platformlarının izlemekte, yorumlamakta ve erişime engellemekteki rollerinin AB Hukukundan farklı olarak bazı ülkelerde yasadışı olabileceğine değinmiştir.

Benzer şekilde karara karşı çıkanlar dünya çapında hakaret ve benzeri yorumların kaldırılabilmesinin yalnızca filtreler kullanılarak mümkün olabileceğini, filtrelerinse eleştiri ile hakaret arasındaki farkları her zaman tespit edemediklerini dolayısıyla da ifade özgürlüğünün zarar göreceğini savunmuşlardır. Öte yandan kararın destekçileri ise internet aracılığıyla gerçekleştirilen nefret saldırının engellenmesinin tek yolunda dünya çapında bu hususla mücadele edilmesi olduğunu dile getirmişlerdir. 

İlgili Kararın (İngilizce) özet metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Konuya ilişkin herhangi bir sorunuz ve/veya yorumunuz olması halinde, bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.

Saygılarımızla,

Zümbül Hukuk ve Danışmanlık

info@zumbul.av.tr